Farkında mısınız artık yaşam tarzımız çok değişti. Eskiden gençler evlenme çağına gelince hiç düşünmeden evlenir ve yuvasını kurardı. Genellikle bu yaş 20-24 arası olurdu.
Gençler ortaokuldan itibaren okumak isteyenler öğrenimlerine devam eder, okumayanlar sanayiye ya da bir meslek erbabının yanında işe başlar, en fazla askerlik beklenirdi. Askere gitmeden söz, nişan yapılır asker dönüşü de düğün dernek. Ama mutlaka damadın işi ya da mesleği olurdu. Yerine göre bu meslek, berber, elektrik- oto tamircisi v.s. Yani evine ekmek götürecek kadar bir iş ya da maaş yeterli idi.
Gençler memuriyeti en son düşünür, maddi durumu hallice olanlar esnaf olur, küçükte olsa bir iş yeri açarak ekmeğini esnaflıktan kazanırdı.
Kurulan yuvalar kolay kolay yıkılmaz, evlilikler sağlam temellere oturtulurdu. Evlilik yapan genç kızlarımız genelde ev hanımı olur, en fazla dikiş nakış kurslarına giderdi. Zamanla işler çok değişti. Ne zaman ki evlerimize televizyonlar, hele hele internet ve cep telefonları girdi, hayatımız neredeyse tamamen değişti diyebiliriz.
Artık gençler az ile mutlu olmayı unuttu. Özellikle televizyon dizileri gençleri daha çok para kazanmaya, daha lüks yaşamaya özendirir oldu.
Yeni düzende her gencin hayali ev, araba ve beyaz yakalılar dediğimiz masa başı işler oldu. Tabi bu hayallerini gerçekleştirmek için çok okumaları, daha çok okumaları gerekti. Yani eskiden ortaokul, lise mezunları memur olurken artık üniversite bile yetmez, yüksek lisans, doktora yetmedi ikinci üniversite artık en az iki yabancı dil bilmek şart olur hale geldi.
Tabi bu memurluk hayalleri bir anda bütün gençlikte nüksedince evlilikler ya ertelenir ya da unutulur oldu. Değişen ahlak anlayışı gençleri açıkça evliliklere çokta mecbur etmemeye başladı. Nasılsa gençler çok kolay arkadaş bulur oldu. Yeni moda ” birlikte yaşamak” her gencin hayali oldu. Çünkü bu yeni anlayışta evlilik şart değil, hele çocuk sahibi olma tamamen gereksiz bir eyleme dönüştü. Sorumluluk almaktan uzak bir anlayış geliştirdi gençler kendi aralarında.
Daha da ilginci her nasılsa birazda aile baskısı ile yapılan evlilikler yerini boşanmalara ya da ayrı yaşamalara bıraktı. Son yıllarda ilk beş yılda boşanma rekor denecek düzeylere çıktı. Ancak gençlerin hesaplayamadığı bir engel çıkmaya başladı karşılarına. Maddi zorluklar. Çünkü artık eskisi gibi kolay iş bulunmaz oldu. Zaten torpilin geçerli olduğu yeni düzende adamını bulan güzel işlere yerleşirken torpil bulamayanlar işsiz güçsüz kahve köşelerini doldurur oldu. Bir araştırmaya göre genç işsizlik oranı neredeyse % 24 ü buldu. Bu çok dehşet verici bir oran.
Şimdi bakıyorum gencecik adamlar çay ocaklarında sabahtan akşama ellerinde telefon zaman öldürüyorlar. Sabah evden çıkarken, anne babadan alınan 5-10 lira onları gün boyu idare ediyor. Bir çay simit ile akşamı ediyorlar.
Peki, bu işin sonu nereye varacak? Kötü hem de çok kötü. Çünkü işsiz güçsüz kalan bu gençler , kötü işler yapmaya son derece açık hale geliyor, para kazanmak için yasa dışı yollara kolayca sapıyorlar. Mafyanın ve kirli işlerin en kolay yolu bu gençleri kandırmak olduğu için, gençleri çok rahat ikna edip kendilerine eleman bulma yoluna gidiyorlar.
Ahlak, maneviyat, etik değerler, büyüğe saygı, küçüğe sevgi resmen demode oldu. Sinirler tavan şiddet revaçta mafya özentiliği moda oldu.
Ben çok karamsarım maalesef. Bu noktadan sonra bu gençliği tekrar o eski idealist, vatansever, ahlaklı, terbiyeli günlere döndürmek neredeyse imkânsız hale gelmiştir.
İnşallah devleti yönetenler bunun farkına varır, gençliği kurtaracak tedbirleri bir an önce alırlar. Yoksa bir nesli, dolayısıyla ülkenin geleceğini resmen kaybediyoruz. Sorumlusu, sorumsuzu bir an önce aklını başına alsın.
YENİ HAYAT DÜZENİ… Saffet NAYIR
