VIZ GELİR DE TIRIS GİTMEZ BAZEN
Keskin sirke küpüne zarar.
Öfkeyle kalkan zararla oturur.
Vız gelir tırıs gider.
Ama bazen de gitmez işte…
Öfkeyle konuşursan tırıs gitmeyeceği, son İmamoğlu örneğinde bir kez ortaya çıktı.
Bu da gösterdi ki; kim olursan ol ama hele hele siyasetçi isen, idareci isen bin düşünüp bir konuşacaksın….
Ayrıca ağzından çıkanı kulağın duyacak…
Düşünmeden konuştun mu ve ağzından çıkanı kulağın duymadı mı böyle oluyor.
Kalpleri kırıyorsun.
Daha da ötesi bir çuval inciri berbat ediyorsun…
İmamoğlu konuştu, dilin kemiği yok, bir konuştu, belki konuşunca ne büyük çam devirdiğinin de farkına vardı ama iş işten çoktan geçti.
Yandı gülüm keten helva…
Uçakta gazeteci götürmek zaten hiç de basın etiğine uygun bir davranış modeli değil.
Çünkü bu alışkanlık gazetecilik mesleğinin ifası olmuyor.
Ancak halkla ilişkiler oluyor.
Çünkü siyasetçi dilediği ismi götürüyor yanında…
Al gülüm ver gülüm sorularla da hiç de gazetecilik olmuyor yapılan…
PR.
Halkla ilişkiler.
İletişim.
Reklam.
Ama gazetecilik değil.
İşte daha geçen de Ertuğrul Özkök ile Mehmet Cengiz soru-cevabını izledik.
Özkök’ün sorduğu sorular soru mu?
Cengiz’i kamuoyunda hoş gösterme çabası mı?..
Özkök gazeteciliğin kurdu.
Ama kurt kocadı böyle oldu.
Bunun adı gazetecilik değil.
Gazetecilik rahatsız eder insanı…
Rahatsız edici sorular sormuyorsa onunki günü kurtarmadır, halkla ilişkilerdir.
Gerisi hikaye…
İmamoğlu uçakta gazeteci götürdü, eleştiriler gelince vız gelir tırıs gider dedi…
Ama eleştirdiği bir hareketin aynını yapmış oldu.
Arı kovanına çomak soktu.
Şimdi tüm okların hedefinde.
Oysa Karadeniz’e gazeteci götürmeye ne gerek?
Yok mu Trabzon’da, Rize’de ulusal ajansların temsilcileri, ulusal gazetelerin muhabirleri?
Olmaz mı?
Var elbet.
Varsın olmasın, Karadeniz’in yerel gazetecileri yok mu?..
Onlar yazamaz mı İmamoğlu izlenimlerini…
Yazarlar…
Hakkıyla da yorumlarlar..
Ama bir garip alışkanlık…
Gereksiz bir reklam!
Bir çuval incir berbat..
Vız gelir tırıs gitmez bazen…
Büyük lokma ye, büyük konuşma…
(Ne bol atasözü ve deyimli yazı oldu, Türkçemiz ne güzel dil, di mi; anlayana sivrisinek saz….…)