Yayınlanma Tarihi :

UTANÇ

UTANÇ

Abisi ile ders yaptığımız minik dünya tatlısı bir kız var.

Evlerinin ahşap merdivenlerini tak tak çıkıyor, o sesi duysanız inanılmaz bir özgüven hissedersiniz…

Sonra kapıdan zeytin siyahı gözleriyle ve bir mahcubiyetle bakıyor adımı sesleniyor. Sesi merdiven çıkarken gösterdiği kararlılığının tam zıt yönünde ve oldukça uzak. Aynı zamanda size seslendiğinde kapı aralığından yüzünün ancak yarısını görebilirsiniz.

Abisi için istediğimiz kitabı yanıma getirmesini rica ettiğimde yere bakarak kitabı bana uzatması ile kaçması minik cüssesinden beklenmeyen pratiklikte …

İsmimi seslenip yüzünü gizlemesi, olduğumuz mekândan kaçması ama bulduğu her aralıktan bakmaya çalışması, yere sabitlenen bakışları çocuk utangaçlığı ne tatlıdır, öyle değil mi?

Hepimizin çocukken utandığımız birçok durum olmuştur. Bu utangaçlığın nedeni yanlış söylediğimiz bir söz, kaçırdığımız küçük bir gaz, yaptığımız bir gaf, ezberlediğimiz şiiri unutmamız gibi birçok nedeni olabilir.

İnsan doğar büyür olgunlaşır ve ölür. Her canlı yaşamın bir sonu ya da ebedi bir başlangıcı var olduğu düşünülür.

İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli özelliği nedir? diye sorulsa, hepimizin değişmez cevabı “akıl” olacaktır.

Akıl kelimesinin anlamına baktığımızda, düşünme, kavrama, anlama yetisi olarak tanımlanmıştır.

İnsan çocukken mi akıllıdır? Büyüdükçe mi daha akıllı olur?

İnsan çocukken mi insandır? Büyüdükçe insan olmaktan uzaklaşır mı?

İnsan çocukken utanmayı bilir. Büyüdükçe utanmayı unutur mu?

Niye kafamda bu sorular dolanıyor derseniz. Nedeni çok açık değil mi? Yaşadığımız dünyanın son durumuna bakarsak savaşlar, ölen çocuk ve bebekler, ısınan dünya, bitmeyen siyasi hırslar…

Biz yetişkinler ne bırakıyoruz bizden sonraki nesillere,

Barış, huzur, mutluluk, güzel bir dünya…

Gerçekten ne bırakıyoruz?

Kül, duman, ölüm, vicdansızlık…

Ne masumdur çocuklar,

Nasıl güzel gülerler güldüklerinde gözlerinin içi ışıldar.

Nasıl masum ve güzel sorarlar akıllarını karıştıran durumları,

Aslında ne kadar dürüsttürler, her şeyi olduğu gibi görürler, anlatırlar ve yaşarlar.

İnsan çocukluktan çıkıp ergenliğe, ergenlikten gençliğe, gençlikten yetişkinliğe doğru yol aldıkça sorumluluğu artar. Artan her sorumluluk mu insanı değiştirir bilinmez.

Önce kısmen tembellik girer hayata, zamanla tembelliği örtmek için yalan, zamanla kaçırdıklarını yakalamak için hırs sonrası onda var bende niye yok kıskançlığı sonra duyarsızlık ve bencillik.

İşte biz yetişkinlerin dünyayı getirdiğimiz son durum “Oxfam International’ın Eşitsizlik Öldürür Raporu’na” göre;

* Eşitsizlik her dört saniyede bir insanın ölümünde rol oynuyor.

* En zengin 20 milyarderin, en yoksul 1 milyar insandan ortalama 8 bin kat daha fazla karbon saldığı tahmin ediliyor.

Nerede kaldı insan olmanın özü

Utanmalı mıyız?

Sahi neydi insanı diğer canlılardan ayıran en önemli özellik?

Akıl mı?

Utanç duygusunun yarattığı vicdan mı?

Kaynak: https://www.kedv.org.tr/public/uploads/files/raporlar/Oxfam%202022%20E%C5%9Fitsizlik%20%C3%96ld%C3%BCr%C3%BCr%20Raporu/Oxfam%202022%20Es%CC%A7itsizlik%20O%CC%88ldu%CC%88ru%CC%88r%20Raporu.pdf

Müzik önerisi: https://youtu.be/fEzpsVi1Qd0

Kaynak : Döndü Polat

YORUM YAP