Başlık benim değil.
Korkusuz Gazetesi Yazarı Sayın Memduh Bayraktaroğlu’nun köşesinin adıdır.
Sayın Bayraktaroğlu’nun “YA SÖZ VERMEYİN YA DA VERDİYSENİZ YERİNE GETİRİN….” başlıklı yazısı ilgimi çekti ve bu köşede yazısını özetleyerek, sevenlerimle paylaşmanın zevkini tadacağım.
İNSANOĞLU binlerce yıldır değişik inanç sistemleri içinde yaşayarak bu günlere ulaşmıştır. Tüm inanç sistemleri, rahmani olan davranışları ve şeytani olan konuları tekrar ederek insanlığa hizmet etmeyi hedefler…
Köşe yazısı “Homeros Destanı’ndan:
Tanrı Apollon; Truva Kralı Priam’ın güzeller güzeli kızı Kassandra’ya âşık oldu…
Ve tabii ki bir “tanrı” olarak…
Kassandra’nın tüm hayallerinin neler olduğunu da biliyordu…
★
“Sana geleceği görmek yeteneğini kazandırabilirim ama” dedi Kassandra’ya, “bir şartla…”.
Kassandra sessizce tanrının gözlerine baktı…
Ve Apollon devam etti:
“Benimle birlikte olursan…”.
★
Çocukluğundan beri geleceği görmeyi…
Ve…
Kâhin bir rahibe olmayı arzulayan genç kız…
Apollon’dan gelen bu teklifi:
Hemen kabul etti…
★
Tanrı Apollon, Kasandra’nın ağzına kehanetlerle dolu tükürüğünü boşalttı…
Ve Kasandra’nın gelecekte gördüğü ilk olay…
Tahtadan yapılmış devasa bir at (Truva atı) oldu…
★
Ama…
Bakire bir rahibe olma arzusu…
Apollon’a verdiği sözden daha ağır bastı…
Söz verdiği halde…
Apollon ile birlikte olmadı…
★
Kimilerine göre ise zaten söz verirken bile…
Apollo ile birlikte olmamakta kararlıydı…
O sadece: Bakire bir kâhin rahibe olmayı arzuluyordu…
★
Ve fakat…
Bu yeteneği elde ettikten sonra…
Tanrı Apollo’nun bütün taleplerini reddetti…
★
Bir rivayete göre ise…
En başından beri Apollon ile birlikte olmaya niyeti yoktu…
Sadece:
Geleceği gören, bakire bir rahibe olarak ölmeyi arzulayan:
Bir genç kızdı…
★
Apollon, söz verdiği halde bunu yerine getirmeyen genç kıza çok öfkelendi…
Ve…
Kassandra’yı lanetledi…
★
Lânete göre:
Kassandra geleceği görecek ama…
Kimseyi inandıramayacaktı…
★
Ve daha da kötüsü…
Kâhin olsa bile rahibe olamayacak…
Bir kadın olarak…
Tüm erkekler tarafından aşağılanacaktı…
★
Nitekim…
Kassandra’nın gördüğü…
Ama…
Tanrı Apollon tarafından lânetlendiği için…
Kimseyi inandıramadığı kehanet gerçekleşti…
★
Miken Kartalı Agamemnon’un…
(Sözde) Savaşı bitirme amacıyla hediye olarak gönderdiği tahtadan yapılmış…
Devasa bir atın içine saklanmış Akalı askerler…
Bir gece yarısı…
Şehrin kapısını içeriden açıp…
Binlerce Akalı askeri içeri aldılar…
★
Savaşı ve sonucunu çok önceden görmesine rağmen:
Hiç kimseyi…
Babası Kral Priam’ı…
Ve…
Ağabeyi Hector’u bile…
Gördüğü şeylerin yaşanacağına inandıramayan Kassandra…
Bir Yunan askeri tarafından…
Truva’nın işgal edilmesinden hemen sonra…
Athena’nın tapınağında tecavüze uğradı…
★
Ailesinden hiç kimse sağ kalmadı…
Kendisi de…
Agamemnon’un savaş esiri olarak:
Sparta’ya götürüldü…
★
Kötü kaderi orada da peşini bırakmadı…
Agamemnon’un kıskanç karısı Clytemnestra…
Talihsiz genç kadını öldürdü…
★
Homeros’un “Troya Destanı” isimli eserindeki Kassandra üzerinden anlatılan (Bana göre) şudur:
Yapamayacağınız…
Ya da yapmayacağınız sözü vermeyeceksiniz…
Kendinizden güçlü kişilere kazık atmayacak…
Onlarla ilişkinizi bozmayacaksınız…
***
Bir İngiliz özlü sözüdür: “ Olmaz, olmaz deme. Olmaz da olur…”
Bizim akıldanelerin kullandığı; “Bir kerecik yalandan ne çıkar!..”, “Bir kere kandırıcılıktan ne çıkar?” … gibi sözler toplum nazarında kabul görmez. Genel ahlaki, etik kuralların çiğnenmesi, toplumun değer yargılarını çürümesine, toplumsal hafızanın silinmesine neden olur.
Apollon anıtının giriş kemeri üzerinde; “ KENDİN BİL” diye yazdığı bilinip söylenir.
***
“ Dört kitap haktır.”
“İLİM, İLİM BİLMEKTİR, İLİM, KENDİN BİLMEKTİR
SEN KENDİNİ BİLMEZSEN, BU NİCE OKUMAKTIR.”
Yunus Emre, bizi böyle aydınlatır…
***
Umuda yolculuğa çıkanlar, aklın rehberliğinde, ilmin öncülüğünde, analitik düşüncenin aydınlığında, çözümleme ve bileşimler yaparak, köklerin gücüne, gövde dal budak, yaprak ve çiçek, meyve – ve çekirdek düşüncelerin enginliğinde yola çıkmalıdırlar.
Bu yolda ilerlemenin ön koşulları üzerinden son koşullarının ışığında;
Merhameti, Rabbine şükür edebilmeyi, cömertliği, sadakati, sır tutmayı, doğruluğu, sabretmenin ve şefkatin anlam ve önemini içselleştirmeyi bilmelerinde büyük yayarlar vardır.
Anadolu yıldızının ışıkları olan gerçekleri bu ışıklardır.
***
Konfüçyüs’ün 5000 yıl önce savaş komutanlarına seslenişidir.
“YA BİR YOL BUL,
YA BİR YOL AÇ,
YA DA YOLDAN ÇEKİL.”
***
Ortalığı yalanlar, abartmalar, şaşırtmalar, balon haberler, kurgulanmış filmler, danışıklı dövüşler, cambaza bak cambaza illüzyonları, gelecek için pembe hayaller spreyleri, durdurulamayan canavarlıklar, halkın parasının vurgunları, vatandaşlık kavramının para ile alınıp satılan meta haline döndürülmesi, vahşi kadın cinayetlerini görüp okudukça * İ D U R A K İ * ‘nın aklına sığmıyor.
Umuda yolculuk yapanlara iletilir…