UÇ UÇ BÖCEĞİM… SÖZ SANA…
Böcek Balıkesir bugün.
Ve herkes “uç uç” diyor da…
Uçamıyor.
Oysa anne yerine yolcular neler alacak bir uçsa…
Uç uç Balıkesir.
Uçamıyor.
Çünkü itici gücü yok.
İtici güç ne?.. Siyasi güç.
Siyasi güç ne; bugünkü koşullar içinde sadece iktidar.
Havaalanını açan kim?
O da iktidar.
Havaalanı açıldığı o ilk zamanlara gidin, en çok reklamını yapan kim; iktidar.
Yerelde de iktidar partisine mensup vekiller… O zamanın yerel yöneticileri, parti teşkilatı…
Eeee açıyorsun, açarken sükseli konuşmalar yapıyorsun…
İktidar Partisi Genel Başkan Yardımcısı milletvekilimiz var bizim; varsın bakanımız olmasın…
Daha ötesi var mı?..
Peki muhalefet dışında ve özellikle de CHP vekili Serkan Sarı dışında havaalanı konusunu gündeme alan var mı siyaseten?..
Ulusal basında sık sık haberlerimiz yapılıyor uçak uçmayan havaalanı, bu kadar personel, boşa giden paralar, falan çevre düzenlemesi ihalesi, filan da feşmekan diye, radyo programlarında ünleniyoruz, ekranlarda dile getiriliyoruz…
Tık yok.
Açan kim; iktidar.
Uçuracak kim; siyasi güç.
Siyasi güç kim, Ankara unuttuysa Balıkesir’i, gönül ister ki tüm Balıkesir milletvekilleri; fiili gerçeklikte ise sadece iktidar milletvekilleri.
Eeeee…. İtici güç Balıkesir milletvekilleri; onlar da yok mu yani… Ankara’yı yangın yerine önce onlar çevirmeli, baskıysa baskı, geceyi gündüze katıp gerekirse havayolu şirketlerinin önünde eyleme geçmeliler; var mı böyle bir ayıp; dünyanın diline düştük; bir uçak koy tarifeli; nasıl olabilir ki bundan ötesi?
Sayın Sarı artık alternatif üretmeye başladı: “Uçmayacaksak bari BBB’ye verin binayı, kongre ve kültür Merkezi; fuar yapalım” falan…
Bir açıdan bakarsanız mantıklı bir bakış…
Ama öyle mi olmalı?
Hayır.
Havaalanı olarak yapıldıysa sorumluluk Balıkesir’in iktidar milletvekillerinde önce.
Kongre Merkezi, fuar yapsan ne yazar; Ankara’dan gelecek konuk 7 saat otobüs mü yapacak?..
Çok şey mi istiyoruz anlamak mümkün değil.
Kimse havayolu şirketlerinin mazeretlerine, yolcu kapasitesine, uçak yokluğuna falan sığınmasın…
Sen Balıkesir’sen, havaalanın varsa ama uçamıyorsan bu senin ayıbındır ve en büyük ayıp da havaalanı açılırken “açtık” diyenlerindir.
Geçenlerde denk geldik, bir iş adamı Ankara’ya uçacak. Edremit de nafile Ankara rotasında… Çanakkale’ye gitmiş iyi mi?.. Balıkesir Çanakkale karayolu artık 2 saate inince ters istikamete gitmeyi bile göze almış; daha ne denir ki?..
Tekrarlayalım dilimizde tüy bitse de….
Çok mu şey istiyoruz?…
Cillop gibi havaalanı yapmışsın, şıkır şıkır, uçak dışında terminal binan personeliyle aktif…
Ya oradaki çalışanlara ayıp en önce, süs kabağı mıdır onlar; havaalanında çalışıyoruz diyorlar, uçak yok, yakın çevreleri alaya alıyor…
Neyse…
Yapmışsın havaalanı…
Tek rotan olacak evvela, o da Ankara.
Bir de sürpriz yapsan uzak noktaya mesela Kars ara sıra, Antep bazı bazı… Edremit Düsseldorf’a uçuyor, neden olmasın bir Hamburg veya Köln sonrası…
Ama bu kadar uçmayalım hemen, ayaklarımız yere bassın; hayali sonraya bırakalım.
Ankara açısından yineleyelim:
Haftada iki üç sefer koy; tek uçak gelsin gitsin veya karşılıklı gidiş geliş koy; çok şey mi bu?
Pazartesi sabah koy, Çarşamba sabah koy, Cuma sabah koy… Bir de akşamları….
Sadece saati iyi ayarla o kadar.
Saçma sapan saat koydun mu işlemez, işlemedi zaten…
Saatleri güzel bir planlama yapamıyor, tek uçak uçuramıyorsan ne desek ki artık..
Yaptın, uçurdun mu Balıkesir’i…
Uçtu mu böcek…
Uçtu.
Ala…
Amma velakin…
Mantıklı ve doğru bir saat planlamasına rağmen bu kez yine mi uçmadı kentli?
Ha işte o zaman Sarı’nın dediğine gel; kongre kültür merkezi mi yaparsın, fuar aktivite alanı mı, onu da o zaman değerlendir.
Ama bir uçurun şu şehri ya…
Uç uç böceğim…
Uç artık Balıkesir…
“Annem sana terlik pabuç alacak” dersek olmayacak ama özel aracımızı bırakıp sık sık Ankara’ya uçakla gideceğiz, bu da bizden söz sana.