TELEFON VE ÇOCUK – 2
Bir önceki yazımızda telefonun çocuğun hayatına nasıl girdiği üzerine durmuştuk.
İnternet çocuğun hayatına girmiş ise tam olarak ne yaşıyordur. Ne kadar büyük bir haz alıyor ki interneti bırakıp gerçek hayat dönüş sağlayamıyor.
Aslını sorarsanız son yıllarda gözlemlediğimiz, çocuğun küçük yaşlardan itibaren hayatında var olan internet artık onun için bir yaşam tarzı demektir. Bedenindeki herhangi bir parça gibidir. Olmadığı zaman çok büyük eksiklik hissederek, yokluğun verdiği hissi öfke ile kapatmaya çalışmaktadır.
Asıl olan sadece bu sanal yaşam;
İnternet çocuk için öncelikle eğlence, keyifli vakit, zamanın nasıl geçtiğini anlamadığı bir süreç.
İkincisi sanal da olsa var olduğunu hissettiği bir platform, gerçek hayatta yapamadığı birçok şeyi orada gerçekleştirebilmekte, kendini bu sanal dünyada daha cesur, daha güzel, daha yakışıklı, daha becerikli vb hissedebilir.
Düşünün ki bahçe ya da sokakta oynayamayan bir nesilden bahsediyoruz. Sanal alemde herkes arkadaşı, arkadaşım yok yoksunluğu yaşamıyor.
Danışanlarımla, öğrencilerimle telefon yani internet kullanımını konuştuğumuzda ilk söyledikleri şey;
Sadece bildirimlere bakacaktım, ona bakayım biraz da cevap yazayım arkadaşım video atmış onu da izleyeyim derken zamanın ne kadar geçtiğini anlamıyorum. Ortalama telefonunda beş uygulama olan bir bireyin her uygulamaya minumum on dakika ayırdığını düşünseniz elli dakika yapar ki; telefonlar için beş uygulama oldukça az herhangi bir uygulamaya göz atmaları on dakikadan da fazla olacaktır.
Bazen danışanlarıma hak vermiyor değilim, sokaklarda oynayabildiğimiz yılları hatırlayın hava kararınca eve girme şartı olduğu zamanlarda birazcık daha oynarken zaman akıp gider fark etmeyiz havanın karardığını, zamanın geçtiğini…
İşte zamanımız çocukları da internette iken zamanın nasıl aktığının farkında olmuyor. Birazcık daha derken zaman süzülüp gidiveriyor elinden, tek süzülen tabiki zaman değil. Geliştirmesi gereken kişiliği, yetenekleri, öğrenmesi gereken bilgiler, yapması gereken sorumluluklar da zamanla birlikte gidiyor elinden…
Ne yapalım biz yetişkinler, ebeveyn olarak;
* Öncelikle internet kullanımı ile ilgili net kurallarımız olmalı.
* Kurallar hem içerik olarak hem de süre olarak belirlenmeli.
* Yapmaktan keyif aldığı bir veya birden fazla uğraşı olmalı.
* Bir spor ya da sanat dalıyla uğraşmalı, profesyonel olmasına gerek yok sadece keyifli zaman geçirmesi öğrenme becerisi geliştirmesi yeterli,
* Okuma alışkanlığı geliştirilmeli,
* Merak ve ilgi duyduğu alanlarda araştırma yapabilmeli.
* Ev işlerinde bir veya birden fazla görevi olmalı
* Kendi becerilerini keşfetmeli.
Şunu unutmamak gerekiyor. İnsanoğlunun karar verme mekanizması yirmili yaşlarda gelişimini tamamlıyor. Bu yaşlara kadar çocuklarımıza aldıkları kararların nedenini nasılını sorgularken, yeri geldiğinde destek olmalı, yeri geldiğinde de net kuralları belirtmeliyiz.
Müzik önerisi: https://youtu.be/0bxO2hTFh7s