CHP Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında Hande Yener’in Balıkesir’in Burhaniye ilçesinde Aromaterapi Festivali kapsamındaki konserinin iptal edilmesine tepki gösterirken, “Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz, tehdit edilmiştir ve bu tehdidin karşılığı olarak da konseri iptal etmiştir” dedi.
“Kutuplaştırmanın, ayrıştırmanın, ötekileştirmenin geldiği noktanın son örneği Kuvayı Milliye’nin başkenti Balıkesirimiz’de üzülerek gördük.” diyen CHP’li Sarı, Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz’ın açıklayacağı hiçbir gerekçenin çağdaş Balıkesir’in ve Balıkesirlilerin kabul edebileceği bir açıklama olamayacağını savundu. Serkan Sarı, şöyle konuştu:
“Balıkesir’de Haziran ayında Kazdağı Ekoloji Festivali (Ekofest)’in önce Edremit’te sonra da Bayramiç yapılamasının yasaklanması ile başlayan süreç birkaç sivil toplum kuruluşundan oluşan ‘Balıkesir Sivil Toplum Platformu’nun yayımladığı bir bildiriyle adım adım daha da ileriye gitti. Farklılıklarımıza rağmen bir arada yaşamaya ve birbirine saygısı duymaya tahammülü olmayan bu anlayışın hedef gösterdiği konser ve festivaller şimdi bir bir iptal ediliyor. Baskılara boyun eğerek bu hafta sonu Burhaniye Aromaterapi Festivali kapsamındaki sanatçı Hande Yener’in konserini iptal eden Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz’ın açıklayacağı hiçbir gerekçe çağdaş Balıkesir’in ve Balıkesirlilerin kabul edebileceği bir açıklama olamaz.
“BAŞKAN YILMAZ TEHDİT EDİLDİ”
Serkan Sarı şöyle devam etti:
“Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz, tehdit edilmiştir ve bu tehdidin karşılığı olarak da konseri iptal etmiştir. Toplumun küçük bir kısmını temsil eden bu platform, ayrıştıran, ötekileştiren ve kutuplaştıran, yaşam tarzına müdahale eden gerekçelerle bildiri yayımlayarak şehrimizdeki çağdaş festivallerin yasaklanmasını istemesi ve bu talepler karşısında bir belediye başkanın baskılardan korkarak ve gelecek kaygısıyla her yerde ilan etmiş olduğu programı iptal etmesi kabul edilemez.”
Festival, konser, etkinlik iptali isteyen platformun gerekçelerinin trajikomik olduğunu belirten Sarı sözlerini şöyle sürdürdü:
“ Soruyoruz; bu anlayış deprem acısını ve ekonominin kangrenleşmiş sorunlarını gerekçe gösterip gençlerimizin ve halkımızın yaşam şekline müdahale ederek, ‘haremlik selamlık’ etkinlikler talep ederken ne düşünüyor olabilirler? AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Türkiye Yüzyılı’ diye ortaya attığı vizyona; festivallerin, konserlerin, etkinliklerin yasaklanması ile mi ulaşılacaktır? Ekonomideki yakıcı sorunların nedeni festivaller midir, konserler midir yoksa AKP iktidarının sığ ekonomi politikaları mıdır?
Bu talepleri; toplumsal huzur, barış, birlikte ve kardeşçe yaşama ideallerimiz bağlamında samimi bulmuyorum. Festivalleri, konserleri ve benzeri etkinlikleri iptal ederek ne ekonomik sorunlarla, ne de madde bağımlılığı ile mücadele edebiliriz. Uyuşturucu baronları ile mücadele edemeyenler, sokaklardaki torbacıları durduramayanlar sorunun kaynağını festivaller olarak göstererek sorumluluklarından kurtulabileceklerini mi düşünüyorlar?”
BALIKESİR’E TEKİRDAĞ ÖRNEĞİ!
CHP’li Sarı’nın bu açıklamaları sonrası Müdafaa-i İslam Hareketi isimli oluşumdan Erdem Özeveren isimli bir kişinin sosyal medya hesabından Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin çağrı merkezi ile yaptığı görüşmeye ait ses kaydı yeniden gündeme geldi.
Bu görüşmeyi kişisel hesabından yayınlayan Özveren ses kaydında Hande Yener’in Balıkesir konserine ilişkin şu ifadeleri kullandı:
“Hande Yener konseri var ama kendisi ‘ahlaksız’ yazan bir pankartla eşcinsellerin Onur Yürüyüşü’nde en önde yürüyor. Böyle birini davet etmişsiniz. Bu konserin iptali ile ilgili bir gelişme var mı? Devlet olarak LGBT’ye yani eşcinselliğe karşı bir pozisyon belirlendi. Cumhurbaşkanımız da bununla alakalı açıklamalar yaptı. AK Partili bir belediyenin böyle bir faaliyete öncülük etmesi, hatta belediye başkanı (Yücel Yılmaz) Belediyeler Birliği Başkanlığı da yapıyor. Hal böyleyken eşcinselliğe açıktan destek veren bir sanatçının çağırılması bizleri üzüyor. Bu konserin iptal edilmesini istiyoruz. Tekirdağ’daki Süleymanpaşa Belediyesi’ne de epeyce bir tepki olmuştu, kendisi bu tepkileri dinlemeyince görevinden de alınmıştı. Bu bir tehdit değil, bizim yapabileceğimiz bir tehdit değil ama vatandaş olarak talebimizi iletiyoruz ve gereğinin yapılmasını bekliyoruz. Bu konserin de iptal edilmesini istiyoruz.”
Anımsanacağı gibi Melek Mosso, Balıkesir’deki benzer tepkilere rağmen Süleymanpaşa Belediyesinin düzenlediği Tekirdağ Kiraz Festivali’nde konser vermiş, AK Partili Belediye Başkanı Cüneyt Yüksel görevinden alınmıştı.
“TÜRKİYE’NİN GÜNDEMİ MUTFAKTAKİ YANGIN VE AKP’NİN ACI REÇETESİDİR”
Yapılan bu tarz olaylarla Türkiye’nin gündeminin değiştirilmek istendiğine dikkat çeken CHP’li Serkan Sarı, şunları söyledi:
“Ekonomideki garabetin, mutfaktaki yangının, hayat pahalılığının, zamların, artan vergilerin yarattığı yıkım ortada dururken ‘yasaklar gündemi’ yaratıp bunu üzerinden tartışma gündemi oluşturup dikkatleri başka yöne çekmeye çalışılmaktadır. Türkiye’nin esas gündemi; asgari ücretlinin, memurun, emeklinin, tüm çalışanların cebine girmeden eriyen maaş artışlarıdır. Cumhurbaşkanı kararıyla, bir gecede harçlara ve KDV oranlarına insafsızca zamlar yapıldı. Kötü ekonomi yönetimin yarattığı enflasyonist ortam iğneden ipliğe her şeye ZAM yağmuruna dönüştü. Gün geçmiyor ki yeni bir zam haberi ile uyanmayalım. Bir gecede KDV oranları arttırıldı, ÖTV’nin de 6 ayda bir arttırılması otomatiğe bağlandı. Cumhurbaşkanına, ÖTV’yi olağanüstü artırma yetkisi getiriyorlar. 2003 yılında Anayasa mahkemesinin bu konuda bir kararı olmasına rağmen Motorlu Taşıtlar Vergisi bu yıl vatandaşlardan hukuksuz olarak bir kez daha alınacak. Çarşı, pazar ve marketler de hummalı bir etiket değiştirme furyası yaşanıyor. Hayatın nasıl pahalı olduğunu anlatmaya çalışan gençlere ‘Çıkar telefonunu’ diyerek tavır koyan AKP iktidarının destekçileri bile cep telefonlarına getirilen vergiler karşısında şaşkın. Bu iktidar harç değil, haraç alan bir iktidardır. Bu iktidar Deli Dumrul’u bile kıskandıran bir iktidardır. Bu iktidar elini vatandaşın cebinden çıkarmayan, şatafatın ve israfın iktidarıdır. Acı reçete ne yazık ki düşük ve sabit gelirlilerin sırtına yüklenmiştir.”