SEN KUPAYI REDDETSEN N’OLUR?
Önce Voleybol Federasyonu’nu kutlayalım. Bugün için Türkiye’deki en başarılı federasyon oldular.
Sonra her birini tek tek, tekrar tekrar kutladığımız, ağlatan, güldüren, gururlandıran, hasret kaldığımız tüm güzel duyguları yaşatan pırlanta kızlarımızı milyonlarca kez yine, yeni, yeniden kutlayalım.
Milli Gururumuz hepsi.
Hepsi bir inci.
Sosyal medyada dindar değil dinci, mütedeyyin değil siyasal islamcı, muhafazakar değil dinbaz olan ahlak bekçilerini de bir kenara koyalım.
Nasıl bir hadsizlik, nasıl bir kendini bilmezlik, nasıl bir kin, nasıl bir gözü dönmüşlüktür bu…
Soyadıyla tam uyumlu olan sözde ilahiyatçı(!) kupayı reddediyormuş…
Çok özür dileyerek ve yazı dilimize uymasa da basitleştirerek söyleyelim: “Çok da tınnn!”
Senin reddetmen neyi ifade eder ey ahlak bekçisi?
Sabah akşam aklınız fikriniz belden aşağıda…
Yok cariye sayısı, yok huri, yok küçük yaşta çocuklarla evlilik… Yok baldız, yok yenge…
Gerçekten İslam’a ne büyük zarar verdiniz şu son yıllarda, hiç aynaya bakıyor musunuz biriniz?
Farkediyor musunuz, siz ahlak dedikçe ahlaksızlıklar hep sizden patlıyor:
İstediği kadar cariye alabilir mi erkek?
Dört eşi olduğunu söyleyen vekiller var…
Birkaç erkek bir araya gelip ortak cariye de alabiliyormuş.
Sayısız huri bizi bekliyormuş öldükten sonra.
Sataştığınız Ebrar, Dezavantajlı Kız Çocukları için Voleybol Akademisi kurmuş, biliyor muyduk, biz de yeni öğrendik.
İstiklal Marşı’nı okurken gözyaşlarına gark olan Ebrar kadar milli ve yerli olsa bu ülkenin nankörleri…
Zaten ne Türk kelimesi ile uğraşılır, ne Atatürk’e sataşılır ne de ülke kevgire dönüp milyonlarca mültecinin istilasına uğrardı.
Çok milli olduğumuzdan işini yapanları tebrik etmeyi değil, işini yapanlara çamur atmakla meşgul birileri.
Siyasi partinin bir temsilcisi de “müslüman bir ülke” diyor ya…
Önce şu kavram ve algı karmaşasını bitirelim, inadına bitirmiyorlar, bile bile körüklüyorlar ve pompalıyorlar yalanı yanlışı zırvayı hurafeyi ya…
Türkiye Cumhuriyeti.
Laik bir ülkedir.
Çoğunluğunun, hatta yüzde 99,99’unun müslüman olması laik devlet sıfatını ve bunun ilkelerini yok etmez.
Laik devlette inanç hürriyeti vardır.
Laik devlet kimsenin dinine karışmaz.
O yüzden çoğunluğu Müslüman olan laik bir ülkedir burası ve devlet her bireyini korur, ayrım gözetmez.
Ahlak da kimsenin tekelinde değildir.
Herkesin dini gibi ahlakı da kendinedir.
Sırbistan’a başarılar dileyen vicdansızlar zerre kadar utanmışlar mıdır acaba şampiyonluk sonrası.
Hiç sanmıyoruz.
Çünkü başka bir evrende yaşıyorlar.
Bilmiyorlar ki bu çağda bu kafa gitmez..
Türk Ulusu aydınlanma ışığını almış eline bir kere, ne kadar yobaz, ne kadar sofu, ne kadar dinbaz saçmalarsa saçmalasın, hatta İslam’ın doğrularını anlatma yükümlülüğü olan Diyanet de bunlara çanak tutup ne kadar vatandaşın sinir ucunu oynatırsa oynatsın boş yapmamak gerekiyor Ebrar’ın dediği gibi.
(Bu arada Yaşar Nuri Öztürk’e demediklerini bırakmamışlardı, şimdilerde Cemil Kılıç ve işlerine gelmeyenlere de sataşıyorlar ya, biz buradan engin bilgisiyle kitaplarının her biri eşsiz hazine olan ve İslam’ı ve Kur’an-ı Kerim’i objektif ve gerçek manasıyla anlatan Prof. Dr. Gazi Özdemir’in kitaplarını tavsiye ediyoruz herkese.)
Velhasıl…
Milli Gururlarımız hiç boş yapmadılar.
Çünkü onlar kendilerine verilen işi yapıyorlar.
İşlerini layığıyla yapıyorlar.
Canla başla çalışarak, ter dökerek, inanılmaz bir azimle çalışıyorlar.
İşini yapan her kimse saygı duyma zamanı.
Sen kupayı reddetsen n’olur?!
85 milyonun içinde kaç nankörsünüz sonunda; kendi karanlığınızda, kendi evreninizde yaşayınız.
Türkiye’nin gururu Voleybol Takımı.
Tarih; onları yazıyor defterine…
Sizin adınız dahi yok!