SARIKIZ ETKİNLİKLERİ VE YASAKLAR
Bu hafta yöremizin çok eski bir geleneği olan Sarıkız Etkinlikleri üzerine sohbet edeceğim. Çünkü bu etkinlikler beş yıldan beri yasaklanmaktadır. Bu yasaklar gelecek yıllarda da devam edecek gibi görünmektedir. Böyle giderse bir kültür yok olup gidecektir.
Bu etkinliklerin kökenine bir bakalım.
Kazdağında yaşayan göçebe obalar dağın muhtelif yerlerinde yaylalarda çalışırlardı. Bu obalardan yörükler hayvancılık yaparlarken, Türkmenler ise ağaç kesme ve tahta üretme işi yaparlardı. Dağa ilk olarak Karesi Beyliği döneminde Alevi Türkmenler yerleştirilmiştir. Bu Türkmenler dağın adını İda’dan Kazdağı’na çevirmiş ve dağın güneye bakan doruğunda Sarıkız, kuzeye bakan doruğunda da Cılbak Baba yatırlarını oluşturmuşlardır.
Türkmenler dağın güney ve kuzeyinde yaşamaktadırlar. Dağda güz geldiğinde kışlağa inme vakti gelir. Dağdaki bu obalar bulundukları yaylaya en yakın yerdeki bir tepeye bir yatır oluşturarak o yatıra kurban keserler ve öyle kışlağa inerlerdi. Bu kurbanlar o yılın bereketini aldık anlamında şükür kurbanlarıdır.
Bu göçebe obalar 19. yüzyıl ortalarında asker ve vergi nedeniyle yerleşik hayata geçmeye başlamışlardır. Köyler genellikle kışlaklara kurulmuştur. Köyler kurulduktan sonra yine dağ ile irtibat kesilmemiş ve yazın dağın yaylalarında gerek ağaç kesme işi gerek hayvancılık faaliyetleri devam etmiştir.
Cumhuriyet döneminde de bu faaliyetler devam etmiştir.
Çamcı ve Hacıhasanlar köyleri yakınlarındaki Kapanca Dedesine çıkarak kurbanlar kesmişler ve bu etkinlikleri yaşatmışlardır.
Yaşyerliler yakınındaki Kır Yayla Dedesine kurbanlar kesmişlerdir. Ortaoba köylüleri yakınlarındaki Sivri Dedesine çıkıp kurbanlar kesmişlerdir. Kavurmacılar köylüleri ise yaylaklarının üstünde bulunan Sarıkız’a çıkıp kurban kesmişlerdir.
Mehmetalan, Yassıçalı, Tahtakuşlar, Kavlaklar, Arıtaşı ise Sarıkız’a ve Cılbak Babaya çıkarak kurbanlar kesmişlerdir. Doyran köyü ise kendilerine yakın olan Cılbak Baba’ya çıkarak kurban kesmişlerdir.
Bu ziyaretler 1958 yılına kadar at ve eşeklerle yapılırken bu tarihte dağa karayollarının açılması ile araçlı ziyaretlere dönmüştür.
Hayvanlarla yapılan ziyaretlerde konaklamalar, Sarıkız, Cılbak ve Düden yaylası iken, araçlarla yapılan ziyaretlerde konaklamalar Kartalçimen yaylasında olmuştur. Zamanla herkesin araç sahibi olması ile dağa ziyaret kolaylaşmış ve daha renkli hale gelmiştir.
Yörük köyleri 20. yüzyılın sonlarına doğru dağ ziyaretlerini bırakmışlardır.
Dağ 1991 yılında Milli Park ilan edilmiş ve bazı kısıntılar olmuştur. 2000 yılında ise Cılbak Baba türbesine radar yapılmış ve yol düzenlenmiştir.
Bu arada dağı Milli Parklar eko turizme açmıştır. Ekoturizme açılmasından sonra lüks otomobillerinde kolay çıkması ile dağa ziyaretçi akını başlamıştır. 2002 yılında Yörüklerde dağa çadırlı ziyaretlere başlamıştır. Dağa talebin artması ile dağda çevre kirliliği başlamıştır.
2020 yılında Covit salgını nedeniyle dağ ziyaretleri yasaklanmıştır.2021 yılında yine salgın nedeniyle yasak sürmüştür. 2022, 2023 ve 2024 yıllarında ise yazın çıkan orman yangınları bahane edilerek dağ ziyarete kapatılmıştır.
Bu arada yayla mevkisine çadırlı kamp alanı yapılmış ve buraya ziyaretçi yasağı getirilmemiştir. Doyran’ın üstündeki seyir terası, ve bu kamp alanı yasak dışıdır.
Talebimiz dağa çıkan Türkmen köylerinden dağ ziyareti yapacak olan kişilerin kimlik numaralarının alınıp kontrollü şekilde dağa çıkışlarına izin verilmesidir. İki yıldan beri kimlik numaraları alınırken son anda yangın bahane edilerek yasak getirilmektedir.
Türkmenlerin dağ ziyaretleri eski Göktürklerin güz bayramlarının devamıdır. Dağa çıkan Türkmenler göçebe dönemlerini yaşamakta ve çocuklarına yaşatmaktadırlar. Çadır kurma, odun toplama, ot tanıma, dağı gezerek bekçilik yapma, rengarenk giysileri ile dağı şenlendirme kültürün parçalarıdır. Yetkililer bu ziyaretlere kontrollü izin verirlerse çok iyi olur diye düşünüyorum. Yoksa kadim
kültürümüz yok olacak ve gelecek nesiller kimliklerini unutacaklardır. Geçmişlerini bilmeyen toplumların geleceği olmaz.
Bu bir kadim Türk kültürüdür yok etmeyelim. Saygılarımla.
24 Ağustos 2024
Sinan Kahyaoğlu