REVA MIDIR, MÜSTAHAK MI?

Yayınlanma Tarihi :
REVA MIDIR, MÜSTAHAK MI?

Goethe bizi mi tarif etmiş?

“Eylem halindeki cehaletten daha korkunç bir şey olamaz.”

1 Haziran itibariyle eylemli cehaleti tavan yaptırdık bravo!

Bu kadar çabuk normalleşecek idiysek ne diye iki ay evlere hapis kaldık?

Bu kadar çabuk hastalığı yenen, bu kadar hızla normalleşen, bu kadar az ölüm sayısı ile dünyanın dikkatini hızla çeken bir toplum olduk ve  ne hikmetse kamplarda, çadırlarda, sağlıklı olmayan ortamlarda bulunan milyonlarca mülteciye de bir şeycikler olmadı…

Ne güzel.

Ne de güzel.

Ama şimdi her şey serbest hale geldi.

Maske, sosyal mesafe, hijyen diyor ya Sayın Bakan ve Bilim Kurulu…

Bizim vatandaş sanki inadına tam tersine.

Ne mesafe var, ne maskeyi doğru dürüst takan!

Sokakta maskeyle gezsen ne fayda… Kaç ilde maske zorunluluğu var da kaç kişi maskeden ceza aldı?

Tüm kafe ve restoranlar tıklım tıklım…

Üst üste…

Daha yeni normalleşmenin ilk gününde tüm piknik yerleri, parklar insanla doldu mu, doldu.

İstanbul’un kapıları açıldı, İstanbul küçük turistik yörelere aktı mı aktı.

15 Haziran’dan sonraki günlük vaka sayılarını takip etmeye korkar vaziyete geldik,  sonuçlar ne olacak?..

Pek çok ilde vaka sayısı yükselmeye başlamadı mı? Başladı.

E peki neyin rahatlığı bu?

Böyle rahatlayacaksak birden bire, ne diye sıktık iki ay kendimizi?

Milyonlarca kişinin ruh hali bozuldu.

Normalin ilk günü halay çekmek için miydi?

Vatandaş manzaralarını izliyorsunuz ekranlardan…

Hiç mi uyarılar dinlenmez, kaale alınmaz?..

Hayata iki ay mola verdik, Dünya Sağlık Örgütü, hızlı normalleşen ülkelere uyarı üzerine uyarı yapıyor.

Biz uyarıyı anladık mı?

Doğru anlayabildik mi?

İkinci dalga tehlikesi var, bilim insanları bu boyuta önemle dikkat çekiyorlar.

İkinci dalga gelirse ve yeni kısıtlamalar zaruri hal alırsa…

Hepimiz zarar görmüş olmayacak mıyız yine?..

Bodrum, Alaçatı ve diğer tüm turistik beldelerden, bölgelerden geçen yaz gibi görüntüler gelmeye başladı.

Ne maskesi, ne sosyal mesafesi…

Virüsün hızlı bulaşıcılığını unuttuk mu?..

Daha dün, evinize gelen kargoyu bile dezenfektan ediyor, günde 30 kere elinizi yıkıyor, marketten aldığınız poşeti bile kuşkuyla tutuyordunuz da….

“1 Haziran yeni normal” dendi.

Bitti gitti mi her şey?

Bu ne hız, ne biçim bir vurdumduymazlık?

Çok mu hasret kaldık göbek atmaya, normalleşmenin ilk gününde parklarda vur patlasın çal oynasın manzaraları söyler misiniz akıl sağlığının iyi olduğunu gösteren normal manzaralar mıdır?..

Goethe bizi mi tarif etmiş?..

“Eylem halindeki cehaletten daha korkunç bir şey olamaz.”

Cehaletin her yanı örümcek gibi saldığı ortamda bunun eylemli hali ancak “1 Haziran sonrası Türkiye” tablosu olur.

Umarız reva değildir.

Umarız virüs bize nanik yapmaz, ikinci dalgayla karşımıza çıkıp “müstahaktır size” demez.

Umarız yanılan biz oluruz ama akla ziyan zamanların tam ortasında gibi bir halimiz yok mu?

YORUM YAP