MUTLULUK NEREDEDİR? ARAMAKLA BULUNUR MU?
İnsanlık, yaratıldığı günden bu yana, hep mutluluğu aramıştır.
Yunan düşünürü Epikür “Mutluluğun hayatın tek gerçek amacı olduğunu savunmuştur”
Çağdaş uluslar vatandaşlarının, mutluluk, bolluk huzur ve güven ortamında yaşaması için, sağlık, eğitim ve sosyal hukuk devletinin gereği olan adil ve tam demokrasiye yatırım yapar.
Çünkü çağdaş uluslar beden, zihinsel sağlığı yerinde ve eğitimli bireylerden oluşur.
Ülkenin sağlık ve eğitim sistemi çökmüş, hele hele birde ekonomi krizde ise kuvvetle muhtemel orada kimse mutlu olamayacaktır.
Devletlerin görevleri vatandaşların mutluluğunu ve bolluk içinde, eşit koşullarda yaşamasını sağlamak olmalıdır.
Devlet bunun için vardır.
Herkes için bedava yemek sağlayarak, tüm hastalıklara çare bularak, Dünya barışını garantileyerek yine de insanları mutlu edemeyebilirsiniz.
Şan, şöhret, çok para, evler, arabalar yine de mutluluk getirmeyebiliyor.
Çünkü mutluluk göreceli bir kavram.
Mutluluk iki temele dayanır:
Biri PSİKOLOJİK,
Biri BİYOLOJİK.
Psikolojik açıdan mutluluk, beklentilerimizi bulmakla ilgili bir kavram.
Beklentilerimiz sağlandığında ya da beklentilerimize kavuştuğumuz da tatmin olur ve mutlu oluruz.
Bunun tehlikeli bir tarafı, elimizdekine şükretmek yerine, daha büyük beklentilere dönüşür.
Daha büyük bir eve, daha iyi bir arabaya vb.
Eğer beklentilerimize sınırlar koymaz, bu konuda önlemler almazsak bizi doyumsuz hale getirir.
Biyolojik olarak ise sağlığımız yerindeyse acı çekmediğimiz sürece mutluyuz demektir.
Kimse işini kaybettiği ya da eşinden boşandığı zaman çekmiyor acıyı.
İnsanları mutsuz eden tek şey bir uzvumuzu kaybetmek.
Elimizi mesela gözümüzü, ayağımızı.
İşimizi, eşimizi kaybetmek bizi tabii ki depresyona sokabilir.
Bizi tetikleyebilir, dengemizi bozabilir.
Hiç biri uzvumuzu kaybetmek kadar acı vermez.
Piyangodan kazanılan para, bulduğumuz gerçek aşk…
Bizi mutlu eder mi?
Tüm düşünürler insanları sadece ve sadece tek bir şeyin mutlu ettiğini söylüyorlar.
BEDENSEL HAZLAR.
Mutluluk hazdır.
Bunun içinde ölçülü yemeyi içmeyi, cinsel dürtülere gem vurmayı öğrenmemiz gerekir.
Bunu yapamazsak yine kazanımlarımız bizi doyumsuz ve mutsuz hale getirir.
Bazı kişiler de, bizi mutlu eden şeyin kendisi değil, mutluluğu aramak olduğunu söylerler.
Aşkı aramak, aşk acısı çekmek kavuşmaktan daha mutluluk verici gibi.
Kerem Aslı’sına kavuştuğunda belki de hiç mutlu olamayacaktı.
Özetle devletin görevi vatandaşlarının mutlu, güven ve huzur içinde yaşamasını sağlamaktır ama;
Kusurlarımızı, kusursuzluğa, iyiye, güzele doğruya çevirdiğimiz anda daha mutlu olacağız.
Paylaşımcı olduğumuzda alacağımız haz, kişinin sağlıklı ve mutlu olmasını sağlayacaktır.
Gerçek mutluluk birey olarak ERDEMLİ yaşamaktır.
Bir gün hak vaki olduğunda hayatımız bir film şeridi gibi gözümüzün önüne gelir derler.
İşte o an geldiğinde bizim için bile seyre değer olmalı.
Serpil Güleçyüz