MEVLÜT ASAR’IN KALEMİNDEN AŞKIN HALLERİ …

Sevgili Mevlüt Asar’a göre, şair aşkı söz dağarcığından kolay kolay silemez. Silmiş olsa bile elbet bir gün aşk, yeniden şairin dizlerine dâhil olur. Sürgüne ise hiç gönderilmez aşk. Aşka direnilmez, teslim olunur. Ve artık, şair aşkı yaşamaya ve yazmaya hazırdır. Çok daha önemlisi, şair bayram çocukları gibi mutlanan bir adamdır. Onun bu heyecanlı ve coşkulu hali, aşkın gücünden olsa gerek.

Aşka dair bu duygu ve düşünceleri besleyen şair yüreğiyle düşünür. Sanat ve edebiyatla uğraşanlar için özgür düşünce de oldukça önemlidir. Özgürlüğü savunan bir şair, önce insan olduğunun bilincindedir. O, karanlıkta oturmayı kabullenemez. Çok daha doğrusu çağ dışı düşüncelere geçit vermez. İnsanlığı geriye götürmek isteyen düzene teslim olmaz. Yaşamı anlamlı kılmak adına edebiyata gönül vermeyi tercih eder. Ölüm pahasına da olsa, aşkı sonuna kadar yaşar. Edebiyatın özgürlüğü için var gücüyle savaşır.

Cesur fikirlerin savunucusu olan şair, aşkı sadece erkek gözüyle değerlendirmez. Kadınlık onuruna sahip çıkar. Kadın haklarının, çiğnenmesine izin vermez. Düşünceleri yüzünden zindana atıldığı zaman, onun en büyük destekçisi kendisini sevgiyle kucaklayan bir kadın olmuştur. Bu zorlu günlerinde bile, sevdanın ve sevginin çok ciddi bir iş olduğunu unutmamıştır. Ona göre, insan sevince topyekûn sevmelidir. Hatta insan, aşkı hayatının merkezi haline getirmelidir. İnsanın başka öncelikleri olmamalıdır. Sevdiği kadına değer verip onu el üstünde tutan şairin bu tutumunu, yeryüzündeki diğer erkekler de örnek alır mı? Sevgili okurlarım, bu konuda sizin düşünceniz nedir?

Şair, sevdalandığı kadını ak köpüklü dalgalara, insanı derinden etkileyen içli türkülere benzetir. Denizde olabilmeyi, özgürlüğün kanıtı olarak görür. Demir parmaklıklar ardındayken, denizin hayalini kurar. Sanki yüzünü rüzgâra dönmüştür. Özgürlüğü, doyasıya yaşamaktadır. Aslında, şair özgürlüğüne çoktan kavuşmuştur. Denize bakarken dalıp gitmiştir. İster istemez eski tutuklu günlerini hatırlamıştır. Üniversite yıllarında arkadaşı ile dekan odasının balkonundaki bayrağı, Deniz’lerin idam edildiği gün yarıya indirmişlerdi. Hiç unutamadığı o günden bugüne birden dönüverdi. Ve mutlu olabilmenin şartını kendine göre belirledi. İnsan geçmişin izlerinden, bağlarından, ahlakın feodal katı değerlerinden kurtulunca ve asıl özgür olunca mutlu olabilirdi. Yeni bir şiiri hemen kaleme almak istemedi. Çünkü söze düşen aşkın çabucak tükeneceğinden korkuyordu.

Mevlüt Asar kimdir?

Duisburg-Ayvalık arasında yaşayan Asar, 1951 yılında Konya’da doğdu. İlk ve orta öğretimini Ankara’da tamamladı. 1970 yılında Ankara Üniversitesi’nde siyaset bilimi okudu. 1971-1975 askeri rejimi sırasında iki kez tutuklandı, suçlandı ve işkence gördü. 1977 yılının sonunda eşiyle birlikte Almanya’ya taşındı. Köln Üniversitesi’nde “Almanca” eğitimi aldıktan sonra, 1980 yılından emekli olduğu 2014 yılına kadar öğretmen ve çevirmen olarak çalıştı. Aynı zamanda Duisburg kentindeki göçmen ailelerden (RAA) çocukların ve gençlerin tanıtımına yönelik bölge ofisinin bir çalışanı ve Kuzey Ren-Vestfalya’daki eğitim ve bilim sendikasında çok kültürlü siyaset komitesinin bir üyesiydi.

Fakir Baykurt’un 1999 yılındaki ölümünün ardından Asar, şairin 1992 yılında Duisburg’daki yetişkin eğitim merkezinin Uluslararası Merkezi’nde Literaturcafé adı altında bir çalışma grubu olarak kurduğu edebiyat kafesini Fakir Baykurt’un yönetimini devraldı. Asar’ın edebi eserleri o zamandan beri çeşitli kitaplarda ve TAZ gibi çeşitli ulusal gazete ve dergilerde yayınlandı.

Akıl hocası Fakir Baykurt, bir zamanlar “Mevlut Asar’ın lirik karizmasını” “zengin” olarak değerlendirdi.

Westfälische Rundschau’ya göre , “kişisel biyografisindeki evsizliğin çoğu Asar’ın şiirine yansıyor”, özü “beraberlik egzersizi yapmak, birbirine yaklaşmak ve birlikte şarkı söylemek” olan Asar’ın şiirinde. (Siegen gazetesi)

Almanca:

Yabancı ikilemi. Şiirler, Gurbet Ikilemi Şiirler. Ortadoğu Druck und Verlag, Oberhausen 1986,

Yürekte Ayak İzleri-Yürekte Kalan İzler. Hückelhoven, Verlag Anadolu, 2008

Şiir ve Umut. Bod- Talep Üzerine Kitaplar, 2016

Kayıp Deniz. Sonderpunkt Verlag, Haziran, 2017