“KÖPEĞİN İDAMI…” / “BANA NE?.. ”..!!!
“Eğer bakımını üstlendiğiniz üstlendiğiniz köpeğiniz siz havlamaya başlamışsa, onu başkaları besliyor demektir…!!!”
Bu cümleyi bir edebiyat öğretmeni dostum paylaştı. Kendisine bildirdim, “bu sözü kayıt ettim” dedim. Yanıtını bekliyorum.
Şu günlerde basın yayın organlarında hayvanları koruma derneklerinin yoğun eylemlerin yapıldığı, sokak hayvanlarının bakımı korunması, insan ve hayvanlar alemi ilişkileri üzerine söyleşilerin yer aldığı yoğun günler yaşıyoruz.
Başı boş köpeklerin, diğer sokak hayvanlarının çevreye etkilerini sorgulamak gerekir.
***
Bu arada saz ve söz ustalarımızın demlerinden demlenerek köşemizi süsleyelim diye tasarladım.
MUSA EROĞLU USTA’DAN DEMLENELİM
“Bana ne yazdan bahardan, Bana ne borandan kardan.
Aşağıdan yukarıdan, Yolun sonu görünüyor.
Geçtim dünya üzerinden. Ömür bir nefes derinden
Bak feleğin çemberinden,Yolun sonu görünüyor
Azrail’in gelir kendi, Ne ağa der ne efendi
Sayılı günler tükendi,Yolun sonu görünüyor
Bu dünyanın direği yok, Merhameti yüreği yok
Klavuzun gereği yok , Yolun sonu görünüyor
Azrailin gelir kendi, Ne ağa der ne efendi
Sayılı günler tükendi, Yolun sonu görünüyor
Geçtim dünya üzerinden, Ömür bir nefes derinden
Bak feleğin çemberinden, Yolun sonu görünüyor…”
***
Büyük Selçuklu Veziri Nizâmülmülk anlatıyor.
Melik ŞAH’a 1090’lı yıllarda.
“Siyasetname”eserinden özet olarak;
” Vezirlerin ve mutemetlerin halleri…
Rivayet, Berham-ı Gür hakkında ileri geri konuşulması…
Veziri Rast Ruşen’dir.
“Kendilerine gösterilen aşırı adaletten ötürü raiyat küstahlaşmış idare zorlanmıştır… Padişah işret meclisleri ve av partileriyle meşgül olduğu için raiyatın durumundan haberdar değildir…
Üstünden uzun zaman geçtikten sonra, Berham-ı Gür‘a güçlü bir düşman musallat oldu. Askeri teşvik için bağşiş verecektir… raiyat yoksulluk içinde, hazinede zırnık olmadığı görülür.
Yoksulluğun sebebini soran Berham-ı Gür’a herkes, vezirden korkarak “BİLMİYORUZ” yanıtını veriler.
Ertesinde Berham tahtırevana kurularak çöle doğru 7-8 fersah yol alır.
Su içmeye ihtiyaç duyar. Kızgın güneş altında açlık çöker. Ovaya şöyle bir bakar. Uzakta bir duman görür ve o yönde ilerler. Yaklaştığında birde ne görsün? Koyun süsü bulunan bir bir Çadır.
Çadırdan bir adam çıkar… Ona selam verir Behram: Ve dar ağacına asılmış köpeği görür.
Tahtından inen Berham’a hazırda bulunan ne varsa yemek olarak önüne koydu. Kendisinin kim olduğunu bilmeyen adama, Berham; “Evvela yemek yemezden önce şu köpeğin hikayesini anlat…”
Adam olaya şöyle dedi; “Benim sürüye göz kulak olsun diye görevlendirdiğim köpeğim idi. 10 adama bedel… Hiç bir kurdun sürüye yaklaşmasına izin vermezdi… Köpek koyunları otlamaya götürür, getirirdi… Derken bir gün kasabaya gittim dönüşte sürüyü saydım, birkaç koyun eksilmiş. Zaten koyun azdı. Buralara hırsızlarda uğramazdı. Koyunların neden azaldığını anlamıyordum… Bu arada vergi tahsildarı gelmişti, az sayıda koyunlara el koydu.
Ben bütün olan bitenden habersiz idim, meğer bizim köpek, diş kurtla dostluk peyda eyleyerek çiftleşmiş. Ezkaza günlerden bir gün gözümle gördüm. Çalıların arkasına sindim. Birde ne göreyim sürüye kurt yaklaşınca, bizim köpek kuyruk sallayarak, kurda bindi. İnince uykuya daldı. Kurt koyunlardan birini boğazlayıp yedi…” Sürünün azalma sebebini öğrendim. Sonuç dar ağacı.”
Anlatılanlara çok şaşıran Behram, oradan dönüşe geçmeden adama, sadağından bir ok çıkarıp verir.
– “Şehre gelince bu oku göster seni bana ulaştırırlar” dedi.
Berham gerekli dersi alarak, sarayda tedbirlerini artırır, eski zenginliğine ulaştığı bir zamanda, sürünün sahibi adam eşiyle şehre iner. “Gelmiş iken o yabancı konuğa da uğrayayım” der. Ve oku gösterdiği asker, adamı alıp saraya götürür. Adam korkudan titreyerek kendini Berham’ın karşında bulur. Berham’ı tanır. Merhamet diler.
Berham kucaklayarak karşılar. “Sen benim aklımı başıma getirdin, dile benden ne dilersen” der.
Adam, “Sağlığınızı isterim Şah’ım” der. Hazinesinden 700 koyun ve değişik hediyelerle, vergiden muaf fermanla adamı ödüllendirir. (29-30-31.syflar)
Yaşanan haksızlıklara, zulümlere, ve eşitsizliklere “bana ne?” diyemeyiz. Ustam gücenmesin ama * İ D U R A K İ *. Ortalık yangın yeriyken, herkesin aklını başına devşirmesinde büyük yararlar vardır.