KİŞİYE ÖZEL KADROLAR
Eğitim Sen Balıkesir Şube Başkanı Gürbüz Şahin YÖK’ün kuruluş yıldönümünde yaptığı açıklamada Balıkesir Üniversitesi’ndeki “kişiye özel kadro”lara dikkat çekti. Şahin, “Balıkesir Üniversitesi genelinde öğretim görevlisinden, araştırma görevlisine ve profesör kadrosuna kadar tüm seviyelerde çıkan kadroların büyük çoğunluğunun kişiye özel olarak çıkması bugünkü çarpık YÖK sisteminin karşımıza çıkarttığı en büyük sorunlardan biridir.” dedi.
YÖK’ün 6 Kasım 1981’de, darbeciler tarafından ‘üniversitelerde asayişi sağlamak’ bahanesiyle, bir baskı ve kontrol aygıtı olarak kurulduğunu anımsatan Şahin, “Günümüzde YÖK zihniyeti bütün antidemokratik yapısıyla devam ediyor. Salgınla Mücadelede YÖK sınıfta kalmıştır. YÖK ve üniversite yönetimleri salgının ilk çıktığı mart ayından bu güne geçen süreç içinde üniversitelerin karşı karşıya kaldıkları sorunlar ve deneyimlerden ders çıkarmamışlar ve taşıdıkları sorumluluğun gereklerini yerine getirmemişlerdir. Demokratik ve özerk üniversite, kolektif ve katılımcı bilgi üretimi, bilginin toplumsallaştırılması büyük bir tehdit altındadır. Üniversite alanı özellikle akademi suskunlaştırıldığı için üniversitelerin yönetimleri eliyle hukuksuz, denetimsiz, baskıcı ve keyfi kararlara terk edilmektedir. Oysa siyasi iktidar, YÖK ve üniversite yönetimleri Kovid-19 salgını koşullarında, öğrencilerin eğitim hakkını kullanabilmeleri, yükseköğretim kurumlarında görev yapan emekçilerin sağlıklı ve güvenli koşullarda çalışmaları için politikalar geliştirmeli ve önlemler almalıdır. ” dedi.
“ÜNİVERSİTELER İKTİDARIN ‘ARKA BAHÇE’SİNE DÖNÜŞMÜŞTÜR”
Son 19 yıl içinde devlet üniversitesi sayısının 53’ten 129’a, toplam üniversite sayısının ise 76’dan 207’ye çıktığını belirten Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aynı dönemde öğrenci sayısı 1,9 milyondan 8 milyona ulaşmıştır. Üniversite sayısı ve öğrenci sayısındaki hızlı artışa rağmen, yükseköğretim bütçesinin söz konusu artışı karşılayabilecek kadar arttırılmadığını görmek mümkündür. Yükseköğretim kurumlarına bütçeden ayrılan payın gerek merkezi yönetim bütçesine gerekse milli gelire (GSYH) oranının istikrarlı bir şekilde azaltılması dikkat çekicidir. Özellikle üniversite bütçelerindeki yıldan yıla yaşanan artışın tamamen personel giderleri gibi zorunlu harcamaları karşılamaya yönelik olduğu görülmektedir. Genel bütçeden yeterince kaynak ayrılmayan üniversitelerimiz, 15 Temmuz sonrasında üniversitelerde yaşanan kitlesel akademik tasfiye ve siyasal baskıların da
etkisiyle, bilimden ve bilimsel faaliyetlerden hızla uzaklaşmış, başta tamamen siyasallaşan kadro politikası olmak üzere, hemen her konuda iktidarın ve piyasanın ihtiyaçlarına göre hareket etmeye başlamıştır. Mevcut haliyle üniversitelerimizin bilim yuvası olmaktan hızla uzaklaştırıldığını, iktidarın arka bahçesine dönüştüğünü söylemek mümkündür.”
BALIKESİR ÜNİVERSİTESİNDE SİYASAL KADROLAŞMA
Balıkesir Üniversitesi’nde de durumun diğer üniversitelere göre farklı olmadığını belirten Şahin, “Balıkesir Üniversitesi’nde yaşananlar, siyasi iktidar ve YÖK düzeninin sonuçlarıdır. Liyakat ve akademik yeterliliğin yerini siyasal kadrolaşma, yozlaşmış ilişkiler ve itaat kültürü alırken, eğitim ve bilim özgürlüğünün tamamen ortadan kaldırıldığı, karar alma sürecine üniversite bileşenlerinin dâhil edilmediği bir yönetim anlayışı hâkim kılınmış durumdadır. Balıkesir Üniversitesi genelinde öğretim görevlisinden, araştırma görevlisine ve profesör kadrosuna kadar tüm seviyelerde çıkan kadroların büyük çoğunluğunun kişiye özel olarak çıkması bugünkü çarpık YÖK sisteminin karşımıza çıkarttığı en büyük sorunlardan biridir. Üniversite genelinde doktor öğretim üyesi kadrosu bekleyen, doktorasını tamamlamış onlarca araştırma görevlisi var. Üniversitelerin kolektif iradenin ve demokratik yönetim anlayışının merkezi olması özelliğine darbe vuran önemli etkenlerden biri de rektörlere tanınan sınırsız yetkilerdir. Balıkesir Üniversitesi’nde dersliklerin kapasitesi ile sınıf mevcutlarının bu sayıdan fazla olması dolayısıyla öğrenciler nitelikli eğitimden mahrum kalmakta, özellikle pandemi döneminde de sağlık risklerinin olması üniversite yönetimi tarafından göz ardı edilmektedir.” dedi. (balikesir24saat.com)