KİM BİLİYOR?..

Yayınlanma Tarihi :
KİM BİLİYOR?..

İkisi de Profesör..
İstanbul’da ikamet ediyorlar..
Ben anlattıkça onların canı çekiyor heralde..
-Bir gün bizi götürsene dediler..
Aradan yıllar geçti..
Bir denk gelmedi işte..
Sonunda “yürüyün gidiyoruz” dedik, geldik…
Yol da kısaldı ya..
Sabahleyin “etli çorbayla” başladık..
Baştan anlattırdım ustaya..
Dedi ki:
-Dana etini, kaval kemiğini saat 16.00  gibi maltızın üzerine koyarız..7-8 saat kaynar..Ateşin koruyla sabaha kadar demlenir..Sabahın ilk ışıklarıyla etin firesi ayrılır…Ditilir.. Meyanesi hazırlanır..Çorbaya dönülür..Üzerine tereyağ caz diye dökülür..Közlenmiş biber eşliğinde servis edilir..
-Ver o zaman çorbaları dedik..
Bizimkilerin ağzı kulaklarında!..
Biri dedi ki:
-Bu ne ya ..
Öbürü biberi sona bırakmış..
Konuşamadı bile..
İkinciyi istediler.. Olmaz dedim!..
Tadı damaklarında kalsın!..

***

Biraz gezdik memleketi..
Onları sonra anlatırım…
Öğleyin oldu tabii..
Doğru köfteciye..
Bizim köfteci dükkanları malum..
Karşında tamirci Celal, yanında boyacı Ali..
Öbür masada belediye başkanı..
Herkes var..
Köfteler geldi.
Beşer tane..
-Bu kadar mı dediler?..
Usulü var, karışmayın dedik.
Sormadan “ilaveler” geldi zaten..
Yanında domates biber.. Bir kase de cacık..
Yetmedi bir daha..
Herkesin tadı damağında..
Gel bakalım İsmail usta anlat marifetini dedim.
-Valla bunun tılsımı yok..Dana eti.. Siniri alınmış..25 kilonun bir kilosunu temizler atarız..Ekmek, soğan, tuz katarız.. Köfteyi basarız..
Meşe odunu kömüründe tavlarız..
Hepsi bu İşte..
Usta anlattı anlatmasına da..
Bizimkilerin aklı kaldı köftede..
İkisi birden sözleşmiş gibi..
-Bu ne ya?..
Eee..Dedik size!..

***

Yürüyün bakalım biraz hazmetsin..
Geldik. Çok katlı otoparkın oraya..
-Aldık bir dürüm kaymak..
-Bu n’olcak dediler…
Yüzümüze sürecek halimiz yok heralde..
Aldık iri taneli koyun höşmerimini..Oturduk Balıkesir’in meşhur “Köy Kahvesi’ne” ..
Çalakaşık dalarsın höşmerimle kaymağa..
İkisi de şaşkın!..
-Yahu biz İstanbul’da kaymak diye başka bi şey yiyormuşuz demek ki..Bu ne böyle?..
Eee..Dedik size..
Usta yok ama EKK Başkanı Erol Ayvaz var.
Kendisi de “Kaymağın anavatanı” Balıklı’dan..
Eski Mendure..
O telefonda anlattı bizimkiler dinledi.
-Bizim Kaymağımız..Manda sütünden yapılır.Katkı yok. Doğal.İlde 5000 manda varlığı var.Bunun 4 bin 500’den fazlası merkezde..
Ağırlıklı olarak; Balıklı, Yapköy, Ayşebacı,
Karamanköy gibi köylerimizde günlük 500 kilo civarında üretilir, kışın da bir tonu bulur.
Tadı aylarca damağınızda kalır!..
Köy kahvesinde kahveler içildi.
-Tamam mı çatlıycaz artık dediler ama..
Yok dedim…Biraz yürüyelim bakalım..

***

Şehri bir baştan bir başa tavaf edelim..
Akşam yemeğini de “tirit” ile yapalım sonra siz yolunuza ben yoluma dedim..
Neyse akşam oldu sayılır..
Oturun bakalım “tirit” in başına..
Çakal pideli.. Et sulu..Ditilmiş etli..Karabiberli..Maydanozlu..Caz diye üzerine tereyağlı..
Şimdi tamam dedim..
Konuşacak halleri yok…
Sadece dediler ki:
Enfes!..
Birisi sordu:
-Neden bu güzellikleri tanıtmıyorsunuz?.
Etli Çorba, Köfte, Kaymaklı Höşmerim ve Tirit..
Balıkesir’i marka yapmaya yeter de artar!..
Diğeri ded iki:
-Ne Afyon Kaymağı, ne İnegöl Köftesi
Tek geçerim BALIKESİR bir tanesi..
İşte benim memleketim..
Güle güle..
Yine gelin..

YORUM YAP

Tanyol KIPCAKTÜM YAZILARI