Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi :

KAZDAĞLARI YÖRESİ’NİN %79’U MADEN RUHSATLI

KAZDAĞLARI YÖRESİ’NİN %79’U MADEN RUHSATLI

TEMA Vakfı Kazdağları Yöresi’nde madencilik raporunu yayınladı. Resmi verilere dayanan rapora göre , Kazdağları  Yöresi’nin %79’u maden ruhsatlı. Türkiye’nin, ‘’Nasıl yaşayacağız, Nerede Yaşayacağız?’’ dedirten raporu  çok ilgi çekti. Türkiye’nin,’’Bir yanlışlık var mutlaka ‘’ dedirten raporunu incelemeden önce Maden Kanununda ve ilgili kanunlarda yapılan değişikliklere bir bakmak gerekir. Bugünlere nasıl geldiğimizi daha iyi anlayabiliriz.

1954 yılında 6309 sayılı kanunla daha önce yalnızca devlet tarafından yapılan arama çalışmaları bu yasayla TC vatandaşlarına ve Türk şirketlerine açıldı. (Madde 13)

1957 yılında Orman Kanunundaki değişiklikle (6831 sayılı kanun madde 16) daha önce orman idaresi tarafından verilen izinler bu yasayla Tarım Bakanlığına devredildi. Orman idaresinin ormanlar üzerindeki söz hakları zayıfladı.

1985 yılında Maden Kanununda yapılan değişiklikle (3213 sayılı kanunun 7. Maddesi) yabancı sermayeli şirketlerin maden ruhsatı almalarının önü açıldı. Türkiye’nin her yeri güçlü yabancı aktörlerin girişiyle maden aramaya açıldı.

2004 yılında Maden Kanununda yapılan değişiklikle daha önce madencilik faaliyetleri kısıtlı alanlarda yapılırken bu madde değişikliğiyle madencilik faaliyetlerinin alanı genişletildi. Her yerde madencilik yapılabilir hale geldi.

2004 yılında Orman Kanununda yapılan değişiklikle (6831 sayılı kanunun 16. Maddesi) daha önce madencilik faaliyetlerinde Orman Bakanlığının oluru aranıyordu. Bu madde değişikliğiyle devlet ormanları içinde madencilik faaliyetlerine izin verildi. Korunan alanlarda Orman Bakanlığının oluru arandı. Devlet ormanları olur aranmaksızın madenciliğe açıldı.

2015 yılında Maden Kanununda yapılan değişiklikle işletme için aranan ‘’ekonomik cevher’’ olma şartı kaldırıldı. Her alanda işletme açılmaya başladı.

Maden Kanununun 7. Maddesi ile;

Devlet ormanları,

Korunan alanlar (milli park, tabiat koruma alanı vb.)

Su havzaları,

Turizm alanları,

Kıyılar,

madencilik alanı olarak tanımlandı.

Orman Kanunun 16. Maddesi ile birlikte;

Devlet ormanları Çevre ve Orman Bakanlığının onayı aranmadan madenciliğe açıldı,

Korunan alanlarda ise madencilik uygulamaları Bakanlığın oluru ile mümkün hale geldi.

2001’den bu yana Maden Kanunu 21 kez değiştirilmiştir. Bugünlerde 22. değişiklik için çalışmalar devam etmektedir.

22.Maden Kanunu değişikliği neleri öngörüyor bir de ona bakalım:

Çevresel Etki Değerlendirme süreçlerinden muafiyet,

Madenin işletmeye açılması için Sıhhi Müessese izni  olmadan ÇED olumlu kararının yeterli görülmesi,

Zeytin alanlarının madenciliğe açılması,

Ruhsat hukukunun halkın sağlığı ve doğal zenginliklerden üstün tutulması,

TEMA Vakfı olarak iki yıldır Kazdağları Yöresi’nde çalışıyoruz. Yayınladığımız verileri Enerji Bakanlığından aldık. Haritayı, raporu hazırladık. Kamuoyunun dikkatine sunuyoruz. Kamuoyunun konuyu takip etmesini istiyoruz.  İlgili kurumların ve bakanlıkların hele hele Sağlık Bakanlığının değerlendirmesini bekliyoruz. Bu yapılanlarda bir yanlışlık olduğunu düşünüyoruz ve yanlışlıktan dönülmesini bekliyoruz.

Şimdi de Kazdağları Yöresi’nde madencilik faaliyetlerinin durumuna kısaca bakalım:

Sadece endüstriyel madenlerin olduğu IV.grupta Kazdağları Yöresi’nde ruhsatlandırılan alan %79,

Maden ruhsat sayısı 1634,

Aynı bölgede;

Orman alanlarının %80’i,

Korunan alanların %55’i maden ruhsatlı.  (Kazdağları Milli Park Alanının %80’i, Troya Milli Parkının ise %10’u, Kazdağları Göknarı Tabiat Koruma Alanının %99,9’u)

Önemli doğa alanlarının %95’i

Kültür Varlıklarının (arkeolojik sit vb.) %66’sı,

Tarım alanlarının %78’i (Büyük ovaların %60’ı)

maden ruhsatlıdır.

TEMA Vakfı olarak ÖNERİLERİMİZ de şunlardır.

1-Madenciliğe kapalı alanlar , yasalarla belirlenerek koruma altına alınmalıdır.

*Tescilli korunan alanların tümü

*2016 yılında Uluslararası Koruma Birliğinin belirlediği standartlara göre belirlenen                    Önemli Doğa Alanları,

*Büyük ovalar,

*Tüm mutlak tarım alanları,

*Nitelikli meralar, çayır, otlak, yaylak ve kışlaklar,

*İçme suyu havzaları ,

Koşulsuz bir şekilde madenciliğe kapanmalıdır.

2-Günümüz koşullarına uygun bir kamu yararı değerlendirmesi yapılmalıdır.

3-Arazi kullanım planlamaları yapılmalıdır.

,           4-Maden faaliyetleri somut, etkin değerlendirme kriterlerine tabi olmalıdır.

5-Doğal varlıklar madencilik için bir teşvik alanı olmamalı, aksine madenciliğin yarattığı ekolojik ve ekonomik zarar vergilendirilmelidir.

6-Havza (su) esaslı kümülatif çevresel etki değerlendirme süreci yürütülmelidir.

Şunu da unutmamalıyız. Doğa bize emanettir. Biz onu sonuna kadar korumak zorundayız. Elimizdeki doğal varlıkların kıymetini çok iyi bilmeliyiz.. Kazdağları’nın ağaçlarını , topraklarını, florasını, hayvanlarını, oksijenini herhangi bir malzeme gibi kullanamayız.

Herkesi çalışmaya ve sağduyuya davet ediyoruz.

‘’Bir yanlışlık var mutlaka’’ Biz bu durumu hep birlikte düzeltebiliriz.

Mücadele edersek kazanabiliriz.

Türkiye’nin “Bir Yanlışlık Var Mutlaka” dedirten raporu.

Raporun detayları için:

Sevgi ve saygılarımla

 

Metin KUTER

TEMA Vakfı İl Temsilcisi

 

 

 

 

Kaynak : Metin Kuter

YORUM YAP