1. Haberler
  2. YAZARLAR
  3. KADIN OLMAK GÖRÜNMEZ BİR ENGEL Mİ?

KADIN OLMAK GÖRÜNMEZ BİR ENGEL Mİ?

featured

Her gün, dünyanın dört bir yanında milyonlarca kadın sadece kadın oldukları için farklı muamelelere maruz kalıyor. İş yerinde, sokakta, hatta kendi evlerinde…

Yani kadın olmak, günümüzde de hâlâ bir mücadele gerektiriyor.

Peki, kadınlar neden hâlâ eşitlik mücadelesi vermek zorundalar?
Çünkü özellikle ataerki toplumsal yapılar ve dinsel uygulamalar, tarih boyunca kadınların sosyal, ekonomik ve politik hayattaki konumunu belirleyen en önemli etkenlerden bazıları olarak günümüzde de kadınları belli kalıplara sokmayı, cinsiyete göre roller atfetmeyi sürdürüyor.

Mesela; “Kadın dediğin şöyle olur” cümlesi, nesilden nesle değişse de varlığını hep koruyor.

Kadınlardan “iyi bir eş” ve “fedakâr bir anne” olmaları beklenirken, erkeklere daha bağımsız roller biçiliyor.

Bazı toplumlarda kadınların eğitim alması veya belirli mesleklerde yer alması engellenirken, iş hayatında da cam tavan sendromu yani kadınların belli bir konumdan sonra ilerleyememesi ve ücret eşitsizliği gibi sorunlar ortaya çıkıyor. Aynı yetkinlikteki bir erkek rahatlıkla terfi ederken, kadınlar yine mücadele etmek zorunda kalıyor.

Kadınların karar alma mekanizmalarında daha fazla yer alması gerektiği sürekli vurgulansa da, uygulamada kadın liderlerin sayısının hâlâ oldukça düşük olduğunu görüyoruz. Bu görünmez duvar ne yazık ki yetenekleri değil, cinsiyeti temel alarak örülüyor.

Dünya Ekonomik Forumu’nun “2023 Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu’na” göre; kadınların erkeklerle eşit ücret alması için 132 yıl daha geçmesi gerekiyormuş. Bu da demek oluyor ki neredeyse iki nesil sonra eşit ücretten bahsedilebilecek.

Sokakta yürürken tedirgin olmamak, istediği kıyafeti giymekte özgür olmak, şiddete uğrama korkusu olmadan yaşamak, kadın bedeninin bir “ahlak meselesi” haline getirilerek kontrol altında tutulmaya çalışılmaması, kadınların hukuki sistem içinde eşit muamele görmesi… Bunlar bir ayrıcalık değil, bir hak olmalı.
Ancak hâlâ pek çok kadın “Gece dışarı çıkarsam başıma bir şey gelir mi?” diye düşünmek zorunda.

Şiddet haberleri, taciz olayları gün geçtikçe artarken, kadınların “kendini koruması” bekleniyor. Oysa toplumun kabul ve yargılarının değişmesi, eğitimin güçlenmesi ve adaletin sağlanması ile kadının kendini korumak zorunda kalmasının önüne geçilebilir.

Şiddet mağduru kadınlar, çoğu zaman yetersiz hukuk sistemi ve toplumsal baskılar nedeniyle haklarını aramakta zorlanıyor.

Kadınların korunması, bireysel önlemlerden öte ancak yasalarla, yaptırımlarla ve toplumsal dönüşümle sağlanabilir.

Kadın olmak, bir ayrıcalık, bir zorluk ya da görünmez bir engel değil, “insan” olmaktır.

Toplum olarak bu farkındalığı artırmalı, kadın-erkek eşitliğini sadece bir slogan değil, bir yaşam biçimi hâline getirmeliyiz.

Kadınların daha fazla temsil edilmesi, bilinçli politikalarla desteklenmesi ve önyargılar, kalıp yargılar, ev içinde cinsiyet rolleri gibi konularda toplumsal algının değişmesi bu konuda etki yaratacaktır. Ancak o zaman, kadınlar “kadın” oldukları için değil, birey oldukları için değerlendirilebilir.

O zaman gelin, eşit ve adil bir dünya için kadın-erkek dayanışma içinde olalım. Çünkü kadın mücadelesi sadece kadınların değil, güçlü toplumlar için dünya üzerinde var olan tüm insanların ortak mücadelesidir!

0
sevdim_bunu
Sevdim Bunu
0
_ok_sevdim_bunu
Çok Sevdim Bunu
0
g_ld_rd_
Güldürdü
0
karars_z_m
Kararsızım
0
bu_ne_bi_im_bi_ey
Bu Ne Biçim Bişey
0
k_zd_rd_n_z_beni
Kızdırdınız Beni
KADIN OLMAK GÖRÜNMEZ BİR ENGEL Mİ?
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Balikesir24saat ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!