Doğru, bugün “10 Aralık!”
Sadece, takvim yapraklarında elbette!
Kime, kimlere, kim bilir ne ifade etmekte?
Hakkında kimler, kim bilir neler düşünmekte?
Kim bilir, kimler bugün neler neler, ne çileler çekmekte…
Bugün en başta, öncelikle ve özellikle Filistin’de katledilenler olmak üzere, dünyanın bir ucundan bir ucuna ve de ülkemizde,
içimizde, az ötemizde,
itile kakıla her gün, haklarından edilenler!
İnsan hakları yerle bir edilenler!
Kadınlar-erkekler, yaşlılar-gençler!
Aydınlar, yazarlar, düşünürler!
Gazeteciler, tek tek bireyler, hayır diyenler, itiraz edenler!
Öğretmenler, öğretmenleri alınmış kürsüler!
Ölenler, sakat kalanlar, dövülenler, yerkerde sürüklenenler…
Yoksullar, ezilenler, sömürülenler, süründürülenler!
Çalışıp didinenler, işçiler, emekçiler, işsizler!
Sokaktakiler, kimsesizler!
Dışarıdakiler, içeridekiler!
İçerdeki dışardakiler!
“Adaletin” adaletsizliğindekiler!
Bütün bilumum hakları çiğnenenler!
İstismarın pençesinde, maddi manevi bütünlüklerine tecavüz edilen masum bedenler.
Savunmasız yenik düşenler!
Ve sessiz sitemsiz, kimsesiz çekip gidenler!
Sizin için vardı bugün; bugünü sizin için ilan ettiler.
“Dünya İnsan Hakları Günü” dediler!
Bir bilebilseler!
Ancak benim için de bir farkla;
“Doğduğum gün”e denk getirdiler!!!
Ta 948’de, Birleşmiş Milletlerce, İnsan Hakları Bildirgesi,
kabul edilmişti, dünyaya ilan edilmişti.
Türkiye’de de aynı yıl benimsenmişti.
Cumhurbaşkanı İnönü ve CHP yönetimde, tek parti devrinde!
O günlerde derhal okullara ders olarak konulur o bildirge.
Okutulmaya başlar, hem de “üç ay” içinde.
İşte böyle!
1948’den 2022’lere!
Nerelerden, nereye?
Nerede o günler, bugünler nerede?
Ne hakkı kaldı, ne de hakları ile insanı, orta yerde!
Hak sürüm sürüm sürüklenmekte yerlerde lakin haksızlık zirvelerde; arsızlık da üstüne!
“Bütün insanlar özgür olarak, onur ve haklarıyla eşit doğarlar;
akla ve vicdana sahip olurlar.” dese de bildirge ilk maddesinde; tam gün kin-öfke fırtınası, her an aşağılama, ayrımcılık, baskı, zulüm kasırgası!
Çoraklaşan topraklara her gün, durmadan kindarlık ekilip,
öfke biçilmekte ülkemde.
“Yaşamak, özgürlükler ve kişi güvenliği herkesin hakkıdır.”
“Kimseye zalimce, insanlık dışı ve onur kırıcı ceza verilemez.”
“Hiç kimse keyfi, hukuk dışı yakalanıp hapsedilemez; hakkından mahrum edilemez.” denilen o bildirgede;
“Kesinleşmedikçe hakkında suçlamalar, masumdur bütün kişiler.” denilse de, bütün bu hakların her biri yerle bir şimdi ve lime lime edilmekte.
75.Yılı’nda bugün 2023’lerde,
İnsan Hakları Bildirgesi’nin, yerinde, yeller esmekte!
“İnsan hakları” denilen artık aleni ve hunharca, gözler önünde, göstere göstere çiğnenmekte.
Zulüm dört nala bugün, her yerde kol gezmekte.
Lakin insan bu, elbet kıracaktır bir gün paslı zincirlerini,
bu elbet bilinmekte.
Evet, 10 Aralık!
“Dünya İnsan Hakları Günü!”
İnsan hakları denilen vardı bi aralık!
İnsanlığın bugün hali pür melali ortada.
Her insan, hakları ile doğarken daha, doğar doğmaz bugün, bütün hakları ayaklar altında!
Ha, unutmadan, doğduğum gündür bugün benim de!
“10 Aralık” gününün seherinde.
Kimselerin fark etmediği, bilmediği bir
“İnsan Hakları Günü”nde hem de…
İnsan hakları denildiğinde, o günlerde, kimseler bunu bilmemekte!
Bugünse, bilinip de bilmemekten gelinmekte.
Bilinse de fark etmemekte.
İnsanın, hakları için mücadelesi sürecek elbet, sürmekte…
İncelikleri ve değerbilirlikleriyle, iyi-güzel dileklerini paylaşan siz değerli okur dostlara, kardeşlere, buradan ayrı ayrı selam, sevgilerle…
Sağlıkla, dostlukla kalın.
Sonsuz ümit ve güzel düşlerinizle bin yaşayın.