GÜLPINAR SÜRDÜRÜLEBİLİR YAŞAM DERNEĞİ
Gülpınar Sürdürülebilir Yaşam Derneği, 2014 yılında Çanakkale İli Ayvacık İlçesi Gülpınar Köyü’nde kuruldu. Dernek, geçen 8 yıl içinde Gülpınar ve yöresinde, sürdürülebilir bir yaşam oluşturmak çevreyi korumak, kültürel, ekonomik ve sosyal kalkınmayı sağlamak adına ve bu konuda çalışmalar yapan kişi ve kuruluşlara destek vermek amacıyla birçok projeyi hayata geçirdi.
Gülpınar Sürdürülebilir Yaşam Derneği, bugün de TC Anayasası’nın 56.Maddesi’ndeki “Sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı”nı savunuyor. Zeytinlikleri, sebze ve meyve bahçelerini, hayvancılığı, içme ve sulama suyunu, solunan havayı, halk sağlığını ve tarihi dokuyu tehdit eden her türlü çevre kıyımına karşı durarak sürdürülebilir, insanca bir yaşam için mücadeleye devam ediyor.
Sevgili okurlarım, bu onurlu mücadeleyi hepimiz adına yürüten Gülpınar Sürdürülebilir Yaşamı Derneği’nin başkanı saygıdeğer Zerrin Sosyal, onca yoğunluğunun arasında sağ olsun kendisi beni kırmadı. Kendisine bunun için çok ama çok teşekkür ediyorum. Başkanımız ile derneğin çalışmalarından, Gülpınar Köyü’nün tarihine ve bölgeyi olumsuz yönde etkileyen Jes’lere uzanan bir sohbet gerçekleştirdik. Şimdi gelin hep birlikte doğa ve umut dolu bu sohbete uzanalım. Bakalım Zerrin Hanım, siz okurlarımız için neler anlatmış?
1) Gülpınar Sürdürülebilir Yaşam Derneği’nin kuruluş öyküsünü, okurlarımıza anlatabilir misiniz? Derneğin bugünkü başkanı kimdir, yönetim ve denetleme kurulu kimlerden oluşmaktadır?
Derneğimiz 2014 yılında birkaç gönüllünün emeğiyle kuruldu. Amacı :“Gülpınar ve yöresinde, sürdürülebilir bir yaşam oluşturmak için çevrenin korunmasıyla birlikte kültürel, ekonomik ve sosyal kalkınmayı sağlayacak çalışmalar yapmak ve de bu konuda çalışmalar yapan kişi ve kuruluşlara destek vermektir.”
2017 yılına kadar faaliyetlerini az sayıda üye ile sürdürdü. 2017 yılında, köyümüz yakınlarındaki Çakıllıtepe’de sondaj çalışması yapmak isteyen bir jeotermal enerji santraline (JES) karşı zeytin ağaçlarını korumak isteyen köy kadınlarıyla yan yana durdu. Böylece kamuoyunca daha iyi tanındı. Ve üye sayısını hızla arttırdı.
JES firmasının, kadınların 33 günlük direniş ve nöbeti karşısında faaliyete başlayamadan köyü terk etmesinin ardından daha çok kadınların yönetimde olduğu ve sahiplendiği bir derneğe dönüştü.
Bugünkü yönetim kurulu başkanı ben Zerrin Soysal, kurulumuz dördü kadın olmak üzere beş kişiden oluşuyor. Yönetim Kurulu: Zerrin Soysal (Başkan) , Selma Kanbur Yılmaz (Sekreter Üye) , Naşide Bingül (Sayman), Zeynep Sevim Kızıltan (Üye), Ali Karakaş (Üye) .
Denetim Kurulu: Gökalp Kuşseven (Başkan), Nurettin Yaman (Üye) , Asım Baltacı (Üye)
2) Kurulduğunuz günden bugüne dek hangi faaliyetlerde bulundunuz?
Çalışmalarımızın ağırlığını yakınımızda kurulan jeotermal enerji santralleri nedeniyle çevre koruma faaliyetleri oluşturuyor. Yöre halkını bu santrallerin bölgemizde yaratacağı sorunlar konusunda bilgilendirici toplantılar düzenledik. Bunun yanı sıra özellikle kadınlar ve çocuklara yönelik çeşitli kültürel faaliyetlerimiz var.
3) Kadınlar ve çocuklara yönelik çalışmalarınız dikkat çekiyor. Derneğin çocuk komisyonu hakkında bizleri bilgilendirir misiniz?
Çocuk komisyonumuz, bölgemizde görev yapan öğretmenlerimizden oluşuyor. Özellikle ilkokul yaşındaki çocuklarımız için eğlenceli etkinlikler düzenliyoruz. Onları derneğimizin oldukça zengin kütüphanesinden yararlanmaları için teşvik ediyoruz. Uçurtma yapımı ve uçurulması, çeşitli akıl oyunları aracılığıyla adil paylaşım ve ekip çalışması gibi temel değerlerin geliştirilmesi, geziler yoluyla çevremizin tanıtılmasını amaçlayan etkinlikler düzenliyoruz.
4) UNWOMEN Toplumsal Cinsiyet Eşitliği için Güçlü Sivil Alan Projesi nedir? Bu proje kapsamında, dernek olarak siz hangi çalışmalarda bulundunuz?
UNWOMEN Toplumsal Cinsiyet Eşitliği için Güçlü Sivil Alan Projesi, bir Avrupa Birliği fonudur. Toplumsal yaşamdaki kadın aleyhine olan eşitsizliğin yok edilmesini önceleyen çalışmalar yapılması için sivil toplum örgütlerini desteklemeyi amaçlar.
Olumlu yanıtlanan başvurumuz sayesinde derneğimizin donanımını geliştirdik. Derneğimize bilgisayar, projeksiyon cihazı alımı, internet bağlantısı, personel edinme vs. katkısı oldu. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine vurgu yapan ve kadınların ekonomik özgürlüğünü kazanması için yapılabilecekler konusuna değinen eğitim seminerleri düzenledik.
5) Gülpınar Köyü’nün tarihçesi ve bugünü hakkında neler söylemek isterseniz?
Köyümüz, tarihi milattan önceye dayanan bir Roma kentidir. Apollo Smintheion, üzerine kurulmuş. Yıllarca bölgenin merkezini oluşturmuştur. Geçmiş yıllarda önce nahiye sonra belde belediyesi olarak merkez konumda bulunan Gülpınar, yakın tarihlerde köy statüsüne indirilmiş olsa da halen okul, aile hekimliği, güvenlik ( jandarma karakolu) anlamında çevre köylere hizmet vermektedir.
6) Gülpınar Köyü’nde neden jeotermal enerji santrali kurulmak istendi? Bu süreçte, dernek olarak bölgedeki diğer çevre dernekleri ile en başından beri direndiniz. Göstermiş olduğunuz kararlılıktan ve dik duruştan dolayı sizleri kutluyorum.
JES’lerde son durum nedir? Gülpınar başta olmak üzere bölgeyi tehdit eden başka bir gelişme var mı?
Yakınımızdaki Tuzla Ovası, ülkemizin en zengin jeotermal kaynaklarına sahip olduğu için enerji şirketlerinin iştahını kabarttı. Kısa sürede birkaç şirket birden sondaj çalışmalarına giriştiler. Köyümüz sınırları içinde sondaj yapılmasını direnişimizle engellesek de birkaç kilometre ötemizdeki Tuzla Köyü çevresinde santral kurulmasını önleyemedik. Yasal başvurularımız da lehimizde sonuç vermedi ne yazık ki.
Şu anda; son derece verimli, domatesiyle (Kösedere domatesi) ve peyniriyle (Ezine Peyniri) ünlü ovada dört adet JES üretim yapmaktadır. Bu santrallerin neden olduğu zararlar halen görülmekte olsa da asıl yıkıcı etkisini zamanla gösterecektir.
7) Sizler, aynı zamanda ölmez ağaç zeytine de aynı duyarlılık ile sahip çıktınız. Zeytinin, bölge için önemi nedir?
Zeytin köyümüzün ve bölgenin en önemli geçim kaynağı. Bu nedenle de yaşamsal değere sahip. Zeytin ağaçlarına zarar veren her çalışma bölgenin yok olması anlamına geliyor.
8) Köy olarak Apollon Smintheion Ören Yeri ve Müzesi’ne ev sahipliği yapmaktasınız. Bu durumun bölge ekonomisine katkısı var mı? Sizlerin çalışmalarını ne yönde etkiliyor?
Apollon Smintheion Ören Yeri ve Müzesi, köyümüze bir değer katıyor kuşkusuz. Ama potansiyelinin çok altında. Ülke bazında tarihsel varlıklarımızı yeterince değerlendiremediğimiz ve ekonomiye kazandıramadığımız dikkate alınırsa aynı sorun bizim için de geçerli. Tanıtım olanaklarını araştırarak gelecekte daha iyi değerlendirilmesi için çaba gösteriyoruz.
9) Geleceğe yönelik ne gibi projeleriniz var?
Kadınlarımızı bilgilendirme ve ekonomik açıdan güçlendirme çalışmalarımız sürüyor. Gençlerimiz ve çocuklarımız için sanatsal ve kültürel faaliyetler yapmayı planlıyoruz. Çöpleri kaynağında ayrıştırma, çevre bilincini arttırma gibi çalışmaların yanı sıra çeşitli kurslar, hobi etkinlikleri aracılığıyla boş zamanları değerlendirme planlarımız var.
10) Son olarak doğa, yaşam ve gelecek adına okurlarımıza iletmek istediğiniz bir konu var mı?
Dünyanın biz olmadan da varlığını sürdüreceğini, ama biz insanların ancak sağlıklı bir çevrede hayatta kalabileceğimizi hiç aklımızdan çıkarmamalıyız. İnsan merkezli yaşam pratiklerimizi bir yana koyup tüm canlılarla birlikte var olmayı, başka türlerin yaşam hakkına saygı göstermeyi öğrenmeliyiz.
Son söz olarak sizi ve gazetenizin tüm okurlarını sevgiyle selamlıyorum.