DEVA Partisi İl Başkanlığı, istifa eden eski Karesi İlçe Başkanı Onur Ayan’ın suçlamalarına yazılı bir açıklama ile yanıt verdi. Açıklamada, “Görevden alınacağını anlayınca alelacele istifa ederek bu mesnetsiz iddia ve birtakım iftiraları da gerekçe göstermesini biz kendisine açıkçası yakıştıramadık” denildi.
DEVA Partisi İl Başkanlığı’nın açıklaması şöyle:
“DEVA Partisinin Kurumsal kültüründe; ayrıştırıcı, ötekileştirici, yaftalayıcı üslup ve kuramlar hiç bir zaman olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır.
Vatanını memleketini seven insanların bir araya gelerek büyük fedakarlıklar ile kurdukları DEVA Partisinin il ve ilçe teşkilatları kurulurken de, parti programımız dahilinde, dürüst, liyakatli, kişilik olarak çevresinde iyi bilinen, icra ettiği mesleğinde başarılı vatandaşlarımız görev başına getirilmeye çalışılmıştır.
Lakin, bu süreçte toplum nezdinde belirli kriterler ve referanslar doğrultusunda atanan ve göreve getirilen bazı kişilerin, maalesef zamanla gerçek yüzleri ortaya çıkmış ve icra ettikleri görevlerinde sergiledikleri egoist ve kadro hareketine ters davranışlar, yapıya da zarar vermeye başlamıştır.
DEVA Partisi , kişisel menfaatlerin, devlet, millet ve parti menfaatlerinin önüne geçmesi durumunu hiç bir şekilde kabul etmemektedir. Bu kriterleri bildikleri halde, çalışmalarında devamlı suretle kişisel PR’larını yapan, ekibini geri planda tutan, moral ve motivasyonunu kaybetmiş, partiye katma değer sağlayamayan kişilerin, İl Başkanlığımızın yetkili kurullarında alınan kararlar doğrultusunda görevden alınmaları, parti menfaatinedir ve gayet doğaldır. Görevden alınacağı bilgisine ulaşan ve öğrenir öğrenmez de ‘ siz beni görevden alamazsınız, ben istifa ediyorum’ klişesi ile demode davranışlar sergileyenlerin bu hal ve tavırları da kamuoyunun haklı taktirlerine bırakılmıştır.
Sürecin başında, yeni göreve getirilmenin enerjisi ve ekibin sinerjisi ile güzel işlere imza atıldığını inkar etmek mümkün değildir. Lakin gelinen süreçte , ilk zamanlardaki enerjinin tükendiği, ekip ruhunun kaybedildiği ve bu doğrultuda ekip içinde bazı yöneticilerin küstürüldüğü ve hatta istifaya zorlandığı, disiplinsiz hareketlerin arttığı, verilen görevlerin yerine getirilmediği, Genel Başkanın katıldığı il bünyesindeki programlara mazeretsiz olarak katılım sağlanmadığı ve protesto edildiği gözlemlenmiş ve gereği yapılmıştır.
Bu şahısların bazı ilçe başkan ve yöneticileri ile il yönetimindeki bazı yöneticiler ile yaşadığı problemler ve sıkıntılar gözlemlenmiş, zamanla düzeleceği öngörülmüş fakat hiçbir şekilde düzelme görülmediği gibi partiye zarar vermeye başladığı da tecrübe edilmiştir.
Bu şahısların, istifa ederken ki öne sürdüğü, DEVA Partisinin bir partinin devamı olduğu iddiası partimizin gerek Genel Merkez, gerekse il teşkilatları nezdinde defalarca reddedilmiş, gerekçelerini de kamuoyu ile paylaşılmıştır. Sayın Genel Başkanın “Biz eğer bu zihniyeti kabul ediyor olsaydık, partiden istifa etmez, yeni bir parti kurmazdık” sözleri arşivlerde dururken, bu şahısların hele de bir seneyi geçen bu zaman diliminde bunu şu anda dillendiriyor olmaları da abesle iştigaldir ve trajikomiktir.
Yine bu şahısların istifa ederken öne sürdükleri donelerden ilki, Sayın Genel Başkanın Büyük Kongrede dile getirdiği 28 Şubat mağduriyetleri, istifa eden şahsı kendi deyimiyle ‘yaralamış’ olması da kendisinin toplumun iç dinamikleri ve değer yargılarıyla ne kadar ilintili olduğunu AYAN beyan ortaya koymaktadır. Asıl, merkeziyetçi duruşu ilke edinen bir partinin toplumun bütün kesimlerinin hassasiyetlerini önemsemesi, bu şahısları ‘yaralamış’ olacak ki üzerinden 7 ay geçmesine rağmen bu ifadeleri şu anda dillendirmekte ve kamuoyun önünde tabiri caizse komik duruma düşmektedirler.
Bu şahısların istifa ederken öne sürdükleri gerekçelerden bir diğeri de İstanbul Milletvekilimiz Mustafa Yeneroğlu’nun parti temsiliyeti dışında tamamen kendi düşüncelerini sarf ettiği andımız beyanıdır. Bu beyan kendisinin görüşüdür ve partiyi ilgilendirmemektedir zira parti bu şekilde bir açıklama yapmamıştır.
Diğer bir gerekçe Genel Başkanımız Ali Babacan’ın bir TV Programında sarf etmiş olduğu bazı ifadelerin cımbızlanarak kamuoyu önünde itibar suikastı yapılması durumudur. Kaldı ki yanlış anlaşılmaların yaşandığı partimizce deklare edildiğini de unutmamak gerekir. Bu durumun saha ziyaretleri esnasında vatandaşa da makul bir şekilde açıklandığını daha önceleri kendisi de beyan etmiştir. Kendi inandığı değerlerle bağdaşmayan(!) bu röportajın da tarihi Şubattır ki tam olarak 5 ay geçmiştir.
Bu şahısların istifa ederken öne sürdükleri bir diğer konu ise çokça dillendirilen HDP ile yakınlaşma iftirasıdır. HDP’nin, partimize ‘hayırlı olsun’ ziyareti baz alınarak öne sürülen bu iftiraların da gerçekle uzaktan yakından alakasının olmadığı aşikardır. Söz konusu partinin Genel Merkezimizden defalarca randevu istemesi ve Aralık ayında gerçekleşen, yeniden Genel Başkan seçilen Sayın Ali Babacan’a hayırlı olsun ziyaretinde bulunmak istemesi ve randevunun nihayetinde verilmesi sonucunda gerçekleşen, çok kısa süren bu ziyareti, partide yaklaşık 1 sene görev alan o bazılarının negatif bir argüman olarak kullanması da amaç ve ideallerin ne boyutta olduğunun açık bir göstergesidir.
Öne sürdükleri gerekçelerden bir diğeri de, Türkiye Cumhuriyeti’nin yetkili mahkemelerince yargılanan ve neticesinde suçlu bulunarak idam edilen Şeyh Sait hakkında açıklama yapılan münferit bir beyanın büyütülerek bir parti politikası gibi gösterilmesi durumudur ki bu durum kelimenin tam manasıyla bir garabettir. Parti içerisinde ifadelerin hür ve özgür bir şekilde ifade edilmesi, demokrasi eksenli bir partide gayet normaldir. Lakin bu açıklamalar eğer Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kanunlarına aykırılık addederse bu zaten yetkili makamlarca görüşülür karara bağlanır ve ortada bir suç tespiti varsa gerekli işlemler yapılır. Kaldı ki parti içerisinde münferit yaşanan bu durum, yine partinin yetkili organlarında görüşülmüş ve gerekli işlemler yapılmıştır.
“KOMİK AMA BİR O KADAR DA TEHLİKELİ
Bu şahısların yerelde de bazı gerekçelerinin olduğunu gözlemliyoruz. Bunlardan bir tanesi İl Başkanımız Kemal Aydemir’in dini istismar ederek siyaset yaptığı iddiasıdır. Bu mesnetsiz iddianın gerçeklikten uzak, komik ama bir o kadar da tehlikeli bir iftira olduğunun da altını çizmek istiyoruz. Bu şahısları iddialarını ispat etmeye davet ediyoruz!
Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e saygı ve sevgiyi göremediğini belirten bu şahısların, belki de hiçbir partide bulunmayan ve DEVA Partisi İl Başkanlık binamızın en nadide yeri olan giriş katımızdaki Atatürk Köşesi önünde çekildiği onlarca fotoğrafı hatırlatmak isteriz. Toplumun değerlerine duyarlı (!) bu şahıslar bizlerin Mustafa Kemal Atatürk hassasiyetimizin de ne denli yüksek olduğunu en iyi bilen kişilerdir!
Bu ve bunun gibi gerekçelerin, üstünden aylar geçmesine ve kendi tabiriyle yaralanmasına rağmen neden daha önce bir aksiyon almadığını öğrenmek isteriz. Görevden alınacağını anlayınca alelacele istifa ederek bu mesnetsiz iddia ve birtakım iftiraları da gerekçe göstermesini biz kendisine açıkçası yakıştıramadık. En nihayetinde partimize hizmetlerde bulunmuştur ve emeğini yadsımak bizlere yakışmaz.
Sonuç olarak, biat kültürünü kökten reddeden, dini, dili, ırkı siyaset malzemesi olarak kullanmaktan hicap duyan bir partinin temsilcileri olarak partimize emeği geçen bütün herkese teşekkür ederiz. DEVA Partisi, toplumun değerlerini önceleyen hassasiyetlerini çok iyi bilen, problemlerin çözümünü de defalarca etüt ederek ortaya koyan, iktidarın yegane alternatifi bir kadro hareketidir. Genel Başkanımız Ali Babacan’ın gösterdiği hedefler doğrultusunda parti tüzüğü ve programına bağlı kalarak iktidar yolunda hareket etmeye devam edecektir.” (balikesir24saat.com)
