Ritim, bir dizede, bir notada vurgu, uzunluk veya ses özelliklerinin, durakların düzenli bir biçimde tekrarlanmasından doğan ses uygunluğudur. Ritim sadece müzik alanında değil doğal hayatımızın her alanında var olan bir kapsamdır.
Günlük hayatın ritmi, sokaklar ve caddelerde atar. Bizim algıladığımız sadece ritim değildir. Duyduğumuz ne ise onun şimdiyi oluşturduğu gerçeğidir. Şimdi, şu anda ve buradadır. Şimdi farkın ta kendisidir. Ve bu farklar her gün, yeni bir günü yaşadığımızı hissettirir.
Bizler acısıyla tatlısıyla her şeyin yaşandığı sokakları, geleceğimiz çocukların cıvıltısını, bir kadının hayat dolu kahkahasını duymayı tercih ederiz. Sanatın, müziğin, kitapların ritmini yakalayamamış olanları ve cellat misali yasakları çığıran bed sesleri kim duymak ister ki…
Yanlış seslerin bize ulaşmaması için yaşamı, doğayı, haklarımızı, demokrasiyi, emeği savunalım. Günden güne yok oluşa sürüklenen müzik emekçilerinin yanında olalım. Değerli tiyatrocularımızı, sinemanın emektarlarını destekleyelim. Etkinlik ve eğlence sektöründe, mevcut süreç nedeniyle kaderlerine terk edilen, destek görmeyen, işsiz kalan sektör çalışanlarının yalnız olmadığını gösterelim. Dayanışmanın ritmine hep birlikte eşlik edelim.
Eğlence ve müzik sektörüne destek olmanın bir başka yolu da keyif ve eğlencenin buluştuğu kaliteli mekânlarda güzel zamanlar geçirmektir. Bazı mekânlar sokağın ta kendisidir. Oturduğunuz yerden pek çok farklı kimseyi gözlemlersiniz. Önünüzden geçenler kentin kimliğini yansıtır. Kendi ritminizi keşfedersiniz. Bir bar taburesi üzerinde tek başına oturmaktan sıkılmazsınız.
Ayrıca bu mekânlar, yıllardır sunduğu hizmet ile müşterilerine çoktan güven vermiştir. Ticari kaygı taşımaz. Dostane ilişkileri önemser. Sevdiklerinizi hiç tereddüt etmeden buralara davet edebilirsiniz. Bulunduğunuz her an mutluluğun ritmini yakalarsınız. Hatta bugünlerde uygulanan müzik yasağı başladığı anlarda, masanızdaki dost sohbeti müziğin yerini alır. Oraya sadece müzik dinlemek için gitmediğinizi fark edersiniz.
Sunduğu hizmet ile bulunduğu bölgede farklı mı farklı bir mekân olduğunu anlatan işletmeler, ne yazık ki çok değil. Bu nedenden dolayı da desteklememiz gerekiyor. Ben Kazdağ Çiğdemi olarak, size anlattığım niteliklere fazlasıyla sahip olduğuna inandığım Garage Art Short’a gitmeyi tercih ediyorum. Bu mekân, Kuzey Ege’nin en çok tercih edilen tatil yerlerinden biri olan Akçay’da bulunmaktadır. Post, elektronik, country, rock, blues gibi geniş bir müzik yelpazesine sahip, Garage Art Short, Edremit Körfezi’nde bir markadır. Bazen doksanların pop parçalarını da dinlersiniz. Müzik zevkinize hitap etmese bile dinlerseniz. Bunu mekânın atmosferi sağlamıştır. O an özlediğiniz eski güzel günlere dönersiniz.
Geçtiğimiz hafta bir gün, birbirinden özel butik içkileri kendine özgü günlük borsasında da müşterileri ile buluşturan Garage Art Shot’a gitmiştim. Bu kez de yine her zaman olduğu gibi tek başımaydım. Beni ortaokul, lise yıllarıma götüren Bon Jovi’nin, Nirvana’nın unutulmaz parçaları çalıyordu. Bir süre sonra ise Çelik, Burak Kut gibi pop müziğin bir zamanlar çok sevilen isimlerini duymaya başladık. Başka bir yerde olsam dinlemekten keyif almazdım. Her biri yıllar önce Zeytinli/Alıtnkum plajında çalınan parçalardı. Belki o yüzden de dinlemek güzeldi. Altınkum’dan bisikletime atlayıp, buraya geliş nedenlerimden birisi de müziğin her rengini kendi potasında eritebilmesidir. Bunu çizgisi hiç değiştirmeden yapabilen başka mekân da zaten yok.
Son olarak bir şeyler söylemek gerekirse Garage Art Short, sokaktır, bulunduğumuz o andır hayatın gerçekliğidir. İnsanların kendini bilerek masadan kalktığı, dostlukların havada uçuştuğu, gülen yüzlerin çoğaldığı özel bir mekândır. Müziğin evrenselliğini, yeri geldiğinde barışa sunduğu katkıları, biz insanlarda uyandırdığı bin bir duyguları bünyesinde yaşatır. Bunun gibi yönleri ile sizlere anlatmaya çalıştığım Garage Art Short’a bir uğrayın. Müziğin gelecek güzel günler adına hiç susmadığını görürsünüz. Çünkü yüreği güzel insanların kalp atışları, gecenin aydınlık ritmi olmuştur korkulan müzik yerine…