Eylül akşamlarında insanlar; yaz yorgunu, sonbaharın SERT rüzgarlarının vurgunudur. Yorgun ve vurgun yemiş insanların, hayalleri ve düşünceleri de karışıktır. Kararlarında; kararsızlık, davranışlarında; tutarsızlık yaşanır. Bir sözü, bir sözünü tutmaz. Söz dizimlerinde ortaya çıkar, akıl, fikir karışıklığı. Yaşama bakışları da küskün ve tutarsızdır. Kararsızlıklar içeren Eylül geceleri soğuk, sisli puslu, karamsarlıklar içinde yaşanır.
“Mor beyaz salkımların kurduğu çardak altında, kalpleri neşe dolu” ise; insanların duygu ve düşünceleri sade ve dürüstçedir. Barışa, dostluğa, kardeşliğe ve insanlığa bakışları farklıdır.
Harmanını kaldıramamış, ürününü satamamış, ürünü para etmemiş ve çalışmalarından beklediği, beklenti gerçekleşmeyenler hüsran ve karamsarlıklar içinde debelenirler. Piyasaların allak, bullak olduğu bu günlerde, nişanlar, düğünler, eğlenceler ve gezilerle dinlenmelerin pahalıya gelişi, toplumsal olayların akışını da değiştirir.
Anadolu’muzun batı kent ve kasabalarında Ulusal Kurtuluş Savaşımızın Zafer Şenlikleri ve Kurtuluş Şenliklerinin yaşandığı ve kutlandığı günleri yaşarken, duygu ve düşünce dünyamızı alt üst eden olumsuzlukların da yaşandığı Eylül günlerini yaşamanın devinimi içindeyiz.
Eylül ayı ulusal eğitim ve öğretim çalışmalarının, okullarımızda planlanıp, programlandığı günleri yaşıyoruz. Eğitim-öğretim çalışmalarının salgın nedeniyle sorunlu başlayacağı, mini minilerin okula gitmenin, yetişkin delikanlıların üniversiteli olmanın sevincini içten yaşayamayacakları bir dönemdeyiz. Umutları gerçekleşmeyen gençlerimizin üzüntüleriyle dolu bir zaman diliminden geçiyoruz.
Zafer naraları atanların, meydan okumalarını görüyor ve izliyoruz. Yaz mevsimi sonu eğlence ve düğünlerin çokça yaşadığı günlerin korona sancılarını aşarken; kendi hayal dünyalarını süslemeye çalışan gençler ve ebeveynlerin, aşırı gösteriş ve özentileri kendilerinin geleceğini ipotek altına alan riskleri de beraberinde getirdiklerine tanık oluyoruz.
Mutlu, mesut görüntüler altında yaşanan gerçekleri bilen ve gören yok * İ D U R A K İ *. Sonbaharın kuru yapraklarına takılmadan, içinde ki yeşil ve olumlu düşünceleri yeşertmeye bak cancağzım.
DERVİŞE SORMUŞLAR ;
– HAYAT NEDİR?
DERVİŞ CEVAP VERMİŞ
– HAYAT BİR BİLMECEDİR. ATTIĞIN ADIMLAR BİRER HECEDİR.
ÇÖZERSEN GÜNDÜZ, ÇÖZEMEZSEN GECEDİR.” KALUST Ş…
Yaprak döküm günlerine hazırlanmanın zamanıdır. İçindeki olumlu, güzel düşünceleri köreltmeden; yaşadığın çevrede dostluk, güven, huzur ve barışa ne kadar katkıda bulunursanız, o kadar sevinç ve sağlık içinde olursunuz.
Karanlıklar fanusu içinde bile olsanız, fanusa sızan ışık demetlerini aramaktır yaşamanın sırrı. Kendini karanlıklarda saklayan, kendine zulüm ve işkence içindedir.
Bu can sana emanettir. Onu korumak ve huzur içinde yaşatmak sana kutsal bir görevdir. Bu duygu ve düşünceler ışığında; Kurtuluş Günleri’nin anlam ve önemini kavramak ve anlamak sorumluluğumuz vardır.