1. Haberler
  2. YAZARLAR
  3. EYBEK DEDE EFSANESİ

EYBEK DEDE EFSANESİ

featured

Kaz Dağları’nın başlıca efsaneleri, Sarıkız, Eybek Dede, Hasan Boğuldu, Hera, Afrodit ve Athena arasında yapılan tarihin ilk güzellik yarışmasıdır. Bunun yanı sıra kaz figürü, Anadolu’da ve adını verdiği Kazdağları’nda oldukça önemli ve değerlidir. Kaz figürü, altı bin fit yüksekten uçarak gücü, kuzeyden güneye göç ederken birikimleriyle bilgeliği sembolize eder. Ayakları üç parmaklıdır ve Hacı Bektaş-ı Veli’nin “Eline, beline, diline sahip olma” felsefesini anlatır.

Bütün bu efsaneler; bir batıl hikâye değil, masal ise hiç değil. Kazdağları’nda yüzyıllardır, birlik beraberlik içinde yaşamamızı sağlayan kültürümüzdür, inançsal ritüellerimizdir. Bize bu zenginliği yaşatan bin pınarlı Kazdağları’nın her köşesi ayrı bir gizem, ayrı bir anlam içermektedir. Bunlardan bir tanesi Kazdağları’nın doğu zirvesindeki Eybek Dağı’nda bulunan Eybek Baba Türbesi’dir. Eybek Baba’yı anlatan efsanelere geçmeden önce, Eybek Dağı ve çevresine ait genel bazı bilgilere kısaca değinmek istiyorum.

Bölgede yaşayan Tahtacı Türkmenleri’nin Sarıkız’dan sonra kutsal saydığı Eybek Baba Türbesi, türbede bulunan uğur böcekleri ve Edremit Körfezi manzarası türbeye gelen ziyaretçilere görsel yönden bir şölen sunar. Eybek Türbesi’ne ulaşmak için birden fazla alternatif mevcuttur. Çanakkale’nin Yenice İlçesi ile Balıkesir’in Edremit İlçesi arasında bulunan bölgede kalan Eybek Dağı’na ulaşmanın en kolay yolu Eybek Yangın Kulesi’nin olduğu alana araç ile çıktıktan sonra kısa bir yürüyüş gerçekleştirmektir.

Dünyada sadece bölgeye özel Kazdağı Köknarları’nın yemyeşil bitki örtüsüne sahip olduğu oksijeni bol ortamda yürüyüş yaparak Eybek Dağı’na ulaşabilirsiniz. Bunun için Hanlar Mevkii’nde bulunan Çınarlı Han mesire yerinden başlamak üzere gerçekleştireceğiniz yürüyüşte kendinizi doğanın mükemmelliği karşısında büyülenmiş olarak görebilirsiniz. Mevsim koşullarına göre kardelenler, her renkten çiçeklerin size yol boyunca eşlik ettiği bu keyifli yürüyüşte Ayı Gediği, Tuzlu Gedik gibi bölgenin önemli noktalarını geçtikten sonra Eybek Dağı’na ulaşabilirsiniz.

Sevgili okurlarım, gelin şimdi hep birlikte Sarıkız’ın hikâyesine benzer bir durumu çağrıştıran, haksızlığa uğrayan Eybek Dede’nin efsanevi hikâyesine konuk olalım. Her iki farklı anlatım, Eybek Dede’nin maruz kaldığı haksızlığı gözler önüne sererken, bugün Eybek Dede’nin türbesinin bulunduğu bölgede Polat Enerji ve yabancı ortakları tarafından hayata geçirilmek istenen Duygu RES Projesi ile bölgemizin hiç ama hiç de hak etmediği büyük bir haksızlığa uğrayacağını da haykırıyor sanki. Ne yazık ki; söz konusu proje, efsaneye konu olmuş koyunlar gibi diğer bütün canılar ve bölge insanlarının geleceği için büyük bir tehlike arz etmektedir. İşte güvenin, hakkaniyetin, doğruluğun önemini anlatan Eybek Dede efsanesi…

Gönlünü, ömrünü Kazdağı’na vermiş, Eybek Dağı sakinlerinden biri şöyle anlatır: “Hacı Bektaş Şenlikleri, Kapanca Dede’de konaklarız biz. Ordan Eybek Dede’ye çıkılır. Ona herkes çıkamaz, gençler çıkar. Eybek Dede’nin hikayesi şu: Aybek aslında bu. Eybek bir ağanın yanında çobanmış. Çobanlar sıcak kızdı mı, sıcak çok oldu mu koyunu gölgeye çeker ama Eybek’in koyunları hep yayılırmış. Diğer çobanlar bunu çekemezmiş. Onunkiler yayılıyor, kendininkiler sıcakta yandığı için gölgeye çekiliyor. Ağaya şikâyet ederler Eybek’i, “Senin çoban güneşin alnında hayvanları yakıyor”. Oysa Eybe’in koyunlarının üzerinde bir bulut dolaşır yağmur yağarmış. Bunu kontrole gelen ağaya, Eybek “Ağam yanlış yaptın, beni kontrole gelmeyecektin, bana itimat etmedin” demiş. Ağa özür dilemiş, pişman olmuş, “Nasıl biliyorsan öyle yap” demiş ama Eybek kabul etmemiş, “Benim kepeneğimin olduğu yer kışlığım olsun, asamın bulunduğu yer yazlığım olsun” deyip, asayı atmış, orası türbesi olmuş. Bu yatırlardaki dedeler birbirlerini ziyarete gidermiş. Bazı köylüler görmüş bir ışık gibi görünüyor bu ruhlar.  Görmüş havayi fişek gibi bir ışık patlamış sonra üçe bölünmüş o ışık.”  (Kaynak: Edremit Hacıaslanlar Köyü Monografisi Günnur Yücekal Arpacı)

Eybek Dede’nin hikâyesi bir de şöyle anlatılıyor: Eski zamanlarda Havran ilçesinin Çamdibi (Şekveren) Köyü’nde Müridoğlu Mehmet isimli biri yaşarmış. Bu adam çok zenginmiş. Altınova’dan Nusratlı’ya kadar olan tüm topraklar bu adama aitmiş. Bu kadar zengin olmasının yanında çok zalim biriymiş. Herkes ondan korkar, zalimliğinden çekinirmiş. Bu adamın Eybek adında bir çobanı varmış. Çoban çok dürüst bir kişiliğe sahipmiş. Dürüstlüğü ve çalışkanlığı nedeniyle bu ağanın yanında çalışanlar bu çobanı çekememeye başlamış. Körfez bölgesinde koyunlar hava serinleyince ya da geceleri otlatılmaya çıkartılırmış. Eybek ise bunun tam tersi bir şekilde koyunları gündüz sıcağında otlatmaya çıkartırmış. Onu çekemeyenler bu durumu fark edip hemen ağaya şikâyet etmeye gitmişler.

Ağanın karşısına çıkıp “Eybek senin koyunlarını gündüzün sıcağında otlatıyor” diye şikâyet etmişler. Ağa bu duruma çok sinirlenmiş ve adamlarını çağırarak hemen çobanın yanına, Kızıklı Ovası’na gitmiş. O sırada Eybek, Çoban kavalı elinde sevdiğine hüzün dolu türküler çalmaktaymış. Ağa, kaval çalan çobanı yanına çağırmış: “Senin yaptığın bu iş nedir, benim mallarıma kastın mı var? Neden koyunlarımı güneşin altında otlatırsın?” diye sormuş. Eybek cevap veremeden ağa Eybek’i öldürtmüş. Kellesini almış ve sürünün içine doğru atını sürmüş. Sürünün içine çobanın kellesiyle girince üzerlerine bir bulut çökmüş. Bulutla birlikte Kızıklı Ovası’ndaki sürünün üstüne yağmur yağmaya başlamış. Ağa durumu görünce yaptığı işten çok pişman olmuş ve “Eyvah ben çobanın kellesini nasıl vurdurdum!” demiş. Pişman olan ağa havaya doğru bakmış. Gökyüzünde Eybek’i görmüş. Çoban Eybek kellesi bir koltuğunda, sopası diğer koltuğunda uçmaktaymış. Eybek, Kaz Dağları’na doğru uçmuş. Ağa adamlarına onu takip etmeleri emrini vermiş. Adamları uçan Eybek’i takip etmeye başlamışlar. Eybek Kaz dağlarına doğru uçarken bugün Eybek zirvesi olarak adlandırılan yere asası düşmüş. Oraya Eybek’in mezarı yapılmış. O gün bugündür Eybek Dede ziyaret edilirmiş. (Kaynak: Geçmişten Geleceğe Avrasya Kitabı, Doç. Dr. Mustafa Aça, Mehmet Ali Yolcu)

Not: Eybek Dağı ve Eybek Baba Türbesi’nin önemini ve değerini başarılı fotoğrafları ile anlatan saygıdeğer Fehmi Şenyiğit’e çok teşekkür ediyorum. Sağ olsun, var olsun kendisi izin verdi. Böylelikle görmekte olduğunuz fotoğrafları ile siz sevgili okurlarımı buluşturabildim.

0
sevdim_bunu
Sevdim Bunu
0
_ok_sevdim_bunu
Çok Sevdim Bunu
0
g_ld_rd_
Güldürdü
0
karars_z_m
Kararsızım
0
bu_ne_bi_im_bi_ey
Bu Ne Biçim Bişey
0
k_zd_rd_n_z_beni
Kızdırdınız Beni
EYBEK DEDE EFSANESİ
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Balikesir24saat ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!