DEVRİMCİ AYDIN SORUMLULUĞU
Ben CHP’ye düşman değilim, olmam da. Dostluğumun nedeni Atatürk’ün kurduğu parti olmasıdır. Karşı olduğum ise CHP’nin başarısız yönetimidir. Bu yönetici kadroyla birlikte programı, tüzüğü, üyelik yapısı ve kadroları baştan sona değişmelidir. CHP kırmızı çizgisi olan laikliği savunmaktan korkmamalıdır. Halkçı olmalıdır. Ancak o zaman Türkiye’nin geleceği için umut olabilir…
Görünen o ki sayın genel başkan koltuğu bırakmaya pek niyetli değil. Onca başarısızlığa rağmen hâlâ başkanlığı sürdürmeye çalışıyor. Gerekçesi şu:
“Gemiyi sağlam bir limana çekeyim ondan sonra bırakırım. Dürüst, namuslu, bagajı kirli olmayan birisi lâzım.” diyerek milyonlarca CHP’liye hakaret ettikten sonra “Kimin genel başkan olacağını da ben belirlerim” diyor…
Ne demokrasi ama!
Sizce 12 kere gemiyi kayalıklara çarptırmış bir kaptana dümen teslim edilir mi?
Bence edilmez…Neden?
En başta rota yanlış. Siz sağı sağdan geçmeye çalışıyorsunuz. Sağ sağdan geçilmez, sağ soldan geçilir. Sağın desteğini almak başka bir şeydir sağcılaşmak başka bir şey. Siz partiyi sağcılaştırdınız Sayın Genel Başkan…
Onun için genel merkez binasının en üst katına başkalarının girip çıkamadığı sağcı, muhafazakâr danışmanlar yerleştirdiniz. Bir ilçe başkanı, il başkanı Ankara’ya gidiş geliş 24 saatini ayırıp sizinle ancak 10-15 dakika görüşebilirken danışmanlarınızla saatlerce sohbet edip sağın oylarını alma hayalleri kurdunuz…
İki buçuk milyon mühürsüz oy pusulasına itiraz etmeyip, “itiraz edeni partiden atarım” diye tehdit ettikten sonra bu skandalı örtmek için başlattığınız Hak-Hukuk-Adalet yürüyüşünde arkanızdan yürüyen çilekeş CHP’lileri bir kenara koyup sağın artıklarından medet umarak partiyi kimliksizleştirdiniz…
Siz, laikliği savunan yeterince uygulanmasa da demokrasiden, eşitlikten, yana olan, hak ve özgürlükler için mücadele eden, yüzü emeğe dönük üyelerinizi ötekileştirdiniz. Eğitimi son derece yetersiz, hayatı boyunca doğru dürüst bir siyasi kitap, roman hatta hikaye okumamış kimi sözde CHP’li kimi sağ kökenlileri milletvekili, baş danışman, MYK-PM, üyesi, il başkanı yapıp baş tacı ettiniz…
Neo liberal, muhafazakâr, sağcı, ülkücü, FETÖ’cü bir tabanı etkileyerek iktidar olacağınızı sandınız ama %24’lere çakılıp kaldınız. CHP’nin öz tabanı tuttu sizi orada. Yoksa o kesimden umduğunuz destek hiçbir zaman gelemedi…
13 maddelik 37. kurultay sonuç bildirgesine laikliği neden koydurmadınız?
“Bizim için TÜSİAD’ın ne dediği önemlidir, sendikaların değil; sağ sol kavramlarI 1930’lar kaldı.” diyerek emekçilerin yoksulların mücadelesine destek vermediniz, sustunuz ve insanlar açlıktan kıvranırken hâlâ susuyorsunuz…
Sayın genel başkan kurultay delegeleri sizi seçebilir ama inanın sokakta yoksunuz… Gelin vazgeçin! Yoksa öz tabanınızı da kaybediyorsunuz…
Bir parti üyesi olarak kamuya açık bir alanda sizi ve partili dostlarımı üzmüş olabilirim. Benim susarak partiden alabileceğim hiçbir makam devrimci onurumdan daha değerli değildir…
Bu dönemde susmak yanlışa ortak olmaktır.
Bu yüzden düşüncelerimi herkes duysun istedim…
Ayrıca kol kırıldı ama saklayacak “yen” kalmadı…
Bu arada seçilemezseniz ki o ihtimal artıyor; size imza verip oy vermeyen milletvekili yaptıklarınıza ve belediye başkan adaylığı sözü verdiklerinize bakın; kişisel çıkar siyasetini en iyi onlar bilir…