BUGÜNÜN NAMIK KEMALLERİ VE HÜRRİYET-ADALET- CUMHURİYET MÜCADELESİ
Görüp iyice uzaklaşıldığını, tam sapıldığını artık Cumhuriyet’ten;
Milletin kurtulma zamanı çoktan gelmiş demektir elbet, bu devri hükümetten.
Usanmaz, kendini yurttaşı bilenler Cumhuriyet’ine sahiplenmekten;
Onun kurucu ve değiştirilemez ilkeleri uğruna, mücadele etmekten.
Hakir gösterseler de Cumhuriyeti dün-bugün, şanına noksan gelir sanma;
Yere düşmekle cevher, ne kaybeder ki özünden ve değerinden.
Varlığımızın, ruhumuzun mayası bağımsızlığımızdandır;
Ne gam! Çekilse de acılar, çağdaş Cumhuriyet derdinden, endişesinden.
Dünyada zalimlerin yardımcısı, zavallı kimselerdir;
Zavallıdır zevk alan, zalim ve insafsız avcıya hizmet etmekten.
Cumhuriyetin değerini ve önemini gözden düşürmek isteyenler;
Yalanlarını kusup yıllardır, kovdular nice gerçekleri milletin zihninden.
Borçlu oldukları.
Cumhuriyete, onca garez, bunca düşmanlık nedendir?
Şükran-vefa-kadir kıymet duymak yerine, kurtulamamaktalar her fırsatta, kin ve öfke beslemekten.
Her yaptıkları bir yıkım bir tahribat, her sözleri adeta bir sövgüdür Cumhuriyete;
Cumhuriyet’in erdemini bilenler, geri durmazlar asla onu sahiplenmekten.
Her yaptıkları, Cumhuriyete ait ne varsa, gözden düşürmek;
Nedir bu alıp veremedikleri, sindiremedikleri bu büyük emanetten?
Cumhuriyetin, bağımsızlık savaşıyla kurulduğunu unutursa her kim?
Utanmaz tarihine, halkına, milletine karşı düştüğü o ağır zilletten.
Bütün kötülemeler, engellemeler, Cumhuriyetten intikam almak, onu unutturmak istemektir millete;
Ne mümkün, ne yapsalar da silemezler Cumhuriyeti, milletin bilincinden, beyninden.
Durur Ata’nın emaneti her an, halkının belleğinde ve geleceğinde;
Durmadan ateş edilse de dışardan, içerden, yenilmez yine de onca ihanetten.
Yenecektir elbet, ülkenin-milletin kara talihini, halkın, milletin büyük azmi;
Aydınlatmaktadır yolunu, aldığı ışık ve ilham, büyük önderinden.
Halkın pek acelesi olmaz, sebatını-sabrını içinde saklar;
Göremediğinden değildir gayrı o suskunluğu, zaafı ferasetinden ve metanetinden.
Cumhuriyet’ten bize emanet olup, bugüne ve geleceğe uzanan ne varsa;
Anlaşıldı artık niyetleri,
Başka bir şey değil yıkıp, tahrip etmekten.
Ellerinden geleni geri bırakmamakta aceleleri var, belli, çok da pervasızlar;
Tarihin çarkı dursa, yerinde saysa da geri döner mi hiç ilerlemekten.
İrfanla, kanla kuruldu bu Cumhuriyet erdemdir, bilimdir, fendir;
Ödün yok, ne yapsalar, ne etseler de ulusal egemenlikten.
Cumhuriyet’in yurttaşları, sahip çıkmaktadır her şeye karşın varlığına;
Gücümüz bilincimizdir, devraldığımız çağdaş ilkelerdir Aziz Atatürk’ten.
Biz, bu topraklarda yaşayan bütün bir halkız kardeşçe, ezeli ve ebedi;
Bağımsız, bütün ve çağdaş bir Cumhuriyet çıkardık tarihin küllerinden.
Atatürk’ün kurduğu o özgür ve bağımsız ülkede;
Bağımsızlık, özgürlük olmadan, yok olmak ehvendir, esaretin zilletinden.
Hürriyet için mücadele, korku ateşiyle dolu olsa da gam değil;
Ölmek de, dönmek de yok çağdaş Cumhuriyet için o sonsuz gayretten.
Korku her yanı saran, dehşet saçan acımasız bir ejder olsa da bile;
Özgürlük-bağımsızlık karakterimizdir, çıkılacaktır elbet her türlü kara esaretten.
İktidar sahipleri, her türlü baskı ve yıldırmayla gelseler de üstümüze;
Dönülemez çağdaş, özgürlükçü, kardeşçe demokrasi yolunda bu azimetten.
Bu yolda çekilen nice acılar ve sıkıntılar hep oldu, elbette olacaktır;
Öyle kavuşuldu Cumhuriyet’e demokrasiye, çekilen onca çilelerden.
Cumhuriyetin ve demokrasinin içi, her geçen gün boşaltılınca;
Başkaca yol kalır mı hiç, meşru, haklı, demokratik mücadeleden.
İktidarda kalmak adına, “padişah-ı mülk” olup adeta;
Korkular salarak, yıldırmak için milleti, güç alınamaz öyle, devlet i aliyeden.
Cumhuriyetimize, korkmadan, yılmadan elbette sahip çıkılacaktır;
Kim nasıl sebeplenip, yemlenirse yemlensin hükümetlerinden.
Cumhuriyet ve demokrasi aşkı ile milletle kavgadan sakın, ey adaletsizlik;
Zulmün kılıcı erir er geç, özgürlüğün ve hamiyetin o güçlü ateşinden.
Ne mümkün, bu çağda korkutup söndürmek özgürlük ateşini;
Yetiyorsa gücünüz, idraki kaldırın, milletin beyninden.
Yürekteki özgürlük aşkı, elmas cevherine benzer, öyle kırılıp çizilmez;
Eğilmez iktidarların ağırlığından; ezilmez ağır baskılarının şiddetinden.
Çağdaş Cumhuriyet’in ey o güzel yüzü, ey özgürlükçü demokrasi!
Kırılacaktır er geç bu paslı zincir; kurtuluş muhakkaktır her türlü esaretten.
Zalimliğin zulmü baki olamaz, bu gök kubbe altında;
Parıldar güneş gibi; gizlenip saklanamaz gerçekler, aziz milletten.
Atatürk, bu topraklarda parıldayan bir güneş oldu;
Kurtarandır halkını, yüzyıllardır süren sıkıntı ve büyük mihnetten.
Senindir, yakındır artık ey halk hükmetme ve hükmünü zalimlere bildirme zamanı;
Vazgeçilmezdir senin için, dönüş yok, güç aldığın Atatürk Cumhuriyeti’nden.
Ey yaralı kükreyen arslan, kanla-irfanla kuruldu Cumhuriyet’in;
Uyan ey yaralı arslan, o uzun uyku ve derin gafletten.