BİR KİTAPLA BİN UMUT OL

Yayınlanma Tarihi :
BİR KİTAPLA BİN UMUT OL

8 Eylül tarihi, Balıkesir’in Havran ilçesi için var oluşla yok oluş arasındaki bir dönüm noktasıdır. Havran’ın onurlu tarihinde, “Ya İstiklal Ya Ölüm ” şiarımızın hayat bulduğu gündür. Her yıl olduğu gibi bu yılda, ilçe genelinde günün anlam ve önemi gereğince tören ve etkinlikler düzenlendi. Kurtuluş etkinlikleri kapsamında gerçekleşen programı hazırlayan başta Havran Belediyesi başta olmak üzere emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Dilerim, bu coşku ve heyecan hiç kaybolmaz. Ulusal birlik ve beraberliğimizin pekiştiği nice 8 Eylül kutlamaları, ilçemizde gelecek yıllarda da yaşanır.

Ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşı’mız gibi dünyada eşi benzeri az görülecek büyük bir zaferden kazanan tarafın başkomutanı olarak çıktıktan sonra, üzerindeki askeri üniformayı çıkarmış ve kurucu bir devlet adamı olarak çağdaş Türkiye için projeler üretmeye başlamıştı. Kültür ve sanat,  çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin olmazsa olmaz unsurlarındandır. Bu bağlamda Atatürk; ülkesinin kültürünü, sanatını, edebiyatını, müziğini, resmini, mimarisini yenileme girişimini başlattı. Cumhuriyetimizin kültürel benliğini oluşturan, sayısız projede imzası olan Atatürk’ün evlatları olarak, bizlerin de hem kurtuluş günlerimiz vesilesiyle hem de Cumhuriyetimizin çağdaş kimliğini yaşatmak adına birtakım çalışmalarda bulunmamız gerekir diye düşünmekteyim.

Bu duygu ve düşüncelerim doğrultusunda, geçtiğimiz 8 Eylül Çarşamba Havran’ın kurtuluş gününde ilçemize bağlı Fazlıca Köyü’ne gittim. Fazlıca’nın harika doğası ve misafirperver halkı ile yeniden buluşmak çok güzeldi. Halil İbrahim Yıldırım Fazlıca İlkokulu’nun öğrencileri ile de tanışmak bu güzelliği taçlandırdı. Okul bahçesine girdiğim gibi beden eğitimi ve spor dersinde olan öğrencilerimiz ile bir araya geliverdik. Bir kızımız, veteriner olmayı düşünüyor. “Köyümüzdeki bütün hayvanlara ben bakmak istiyorum” dedi. Bir diğer kızımız hemşire. Bir diğer kızımız da yangınlarda mağdur olan halka yardım etmek için itfaiyeci olmak istediğini söyledi. Onların hayal dünyalarına ortak olmak, daha ilkokul sıralarında geleceklerine yönelik kararlar almalarını görmek de ayrı bir mutluluk kaynağıydı.

Sevgili okurlarım, sizler de yakından tanık oldunuz ki içinde bulunduğumuz salgın nedeniyle yüz yüze eğitim ve öğretime verilen ara ister istemez birçok olumsuzluğu beraberinde getirdi. İlgili kurum ve kuruluşlar her ne kadar öğrencilerin, öğretmenlerin ve velilerin mağdur olmaması için gereken çalışmaları gerçekleştirmiş olsa da bazı aksaklıklar, 18 ay gibi pek de kısa sayılmayacak süre zarfı içinde devam etti. Özellikle ilk zamanlarda kırsal kesimlerde internete erişim ve her çocuğun kendine ait bir bilgisayarı olmayışı gibi sorunlar yaşandı. Emektar öğretmenlerimiz, her zamandakinden daha çok çaba gösterdi. Bugün de aynı sorunların yaşanmamasını diliyoruz. Kendi sağlığımızı ve toplumu ve en çok da geleceğimiz çocuklarımızı düşünerek kurallara uymaya daha çok özen gösteriyoruz değil mi?

Geride bıraktığımız temmuz ayında, taşımalı eğitim sistemi gereği Tarlabaşı’ndan Fazlıca’daki bu okulumuza gelen öğrencilerimizin bazıları ile tanışmıştım. Onlar da benzer sorunları yaşadıklarını anlatmıştı. Kurtuluş günü, onlar ile de yeniden görüştük. Hep birlikte,  okullarının bahçesinde bulunan Atatürk büstü önünde Havran’ın kurtuluşunu kutladık. Derslerinin sona ermesine çok az kalmıştı. Son zilin çalmasının ardından kimi hemen bu köyümüzdeki evine gidecekti. Kimi servisler ile Tarlabaşı’na ve Ortaca’ya gidecekti. Ortaokulu ve liseyi Havran ilçe merkezinde okuyan öğrencilerimiz de köylerine geri dönecekti. Süremiz azalıyordu. Bundan dolayı da öğrencilerimiz okullarını gezdirmek için sabırsızlandı. Bu tatlı heyecanlarına tanık olmak için, okulumuzun müdürü Mustafa Selçuk’tan izin aldık. Maske, mesafe ve hijyen koşulları çerçevesinde, öğrencilerimiz rehberliğinde okulumuzu gezdim. Sonra öğrencilerimizle tekrar görüşmek üzere vedalaştık.

Sıra müdürümüz Mustafa Bey ile okulumuzun gelen durumu ve geleceğe yönelik projeler hakkında konuşmaya gelmişti. Öncelikle sizlerin huzurunda müdür beye göstermiş olduğu ilgiden dolayı çok teşekkür ediyorum. Bu arada kendisinin elinde bir tornavida vardı. İdari kimliğinin yanı sıra birlikte görev yapmakta olduğu meslektaşlarının ve öğrencilerinin çok daha iyi koşullarda eğitim ve öğretim hayatlarına devam etmeleri için aklınıza gelebilecek bütün çalışmaları gerçekleştirdiğine tanık oldum. Öğrencileri ile ilişkisinin ne kadar iyi olduğunu gördüm. Yaz tatilinde, öğrencilerin derslerinden geri kalmamaları ve yeni döneme çok daha iyi hazırlanmış olarak başlaması için diğer öğretmenlerimiz ile sanki okullar hiç kapanmamış gibi görevinin başında olduğunu öğrendim. Okul içinde atıl halde bulunan bir bölümün, ana sınıfı öğrencileri için duyarlı vatandaşlarımızın desteği ile hazır hale getirildiğini bilgisini edindim. Yine bu sınıfın öğrencileri için ayrı bir yemekhane oluşturulması içinde çalışmalar devam ediyor.

Öğrencilerimiz için, hem okul içerisinde hem bahar dönemlerinde okul bahçesinde kitap okuyabilecekleri okuma alanları oluşturulmak isteniyor. Saygıdeğer müdürümüz ile konuşmamız devam ederken, öğrencilerimizin için oluşturulması planlanan okuma alanları için ne gibi katkıda bulunabilirim diye düşünmeye başlamıştım. Başta kitap bağışında bulunma, bir kütüphanede bulunması gereken bütün eğitim ve öğretim araç gereçleri temin etme gibi birçok fikir aklıma geldi. Ana sınıfı öğrencileri için açılmak istenen yemekhane içinde katkıda bulunma isteği duydum.

Sevgili okurlarım, sizler de hak verirsiniz ki bu gibi konularda dayanışma içinde olmak çok önemlidir. Her birimiz, desteğin ve bağışın azı çoğu olmaz düşüncesiyle hareket edersek, okuma alanlarını da yemekhaneyi de okulumuza kazandırabiliriz değil mi? Okul müdürümüzden edindiğimiz bilgiler doğrultusunda varsa okulun diğer eksiklerini de tamamlayabilmek çok zor olmasa gerek. Malum, okullarımıza ayrılan bütçeler ve okulların karşılaştığı sorunlar belli. Pek çok konu, idarecilerin ve öğretmenlerin, köy halkının ve hayırsever halkımızın inisiyatifine ve gayretine bırakılmış durumda. Bu nedenle, öğrencilerimiz için ‘bir kitap armağan et, bin umut ol’ söylemi ile sizleri de Halil İbrahim Yıldırım Fazlıca İlkokulu’na kitap bağışında bulunmaya davet etmek istiyorum. İnanıyorum ki, sizler de çocuklarımızı hayatlarını değiştirecek ve geliştirecek kitap, akıl ve zekâ oyunları, spor malzemeleri gibi bütün eğitim ve öğretim gereçleri ile buluşturmak isteyeceksinizdir. Buna olan inancım ile kitap bağışında bulunmak isteyenler için gerekli olan bilgileri paylaşıyor ve şimdiden göstermiş olduğunuz destek için her birinize ayrı ayrı teşekkürlerimi iletiyorum.

Kitap bağışı kampanyasına katılmak isteyenler için kargo bilgileri:

Gönderim Yeri: Havran PTT
Alıcı: Halil İbrahim Yıldırım İlkokulu Müdürü: Mustafa Selçuk
Telefon: 0 (544) 548 25 51

 

YORUM YAP