Yayınlanma Tarihi :

BİR İNSAN KOLAY YETİŞMİYOR

BİR İNSAN KOLAY YETİŞMİYOR

Mutlulukla dünyaya getirdiğimiz çocuklarımızı, gözümüzden bile sakınarak büyütüyoruz. Zira çiçek gibidir çocuklar, bakmak, ilgilenmek gerek.

Asıl önemli olan ise, iyi bir insan olarak yetişmeleri için iyi bir eğitim almalarını sağlamak ve eğitimleri doğrultusunda insanlık yararına çalışmaları için fırsat vererek yönlendirmektir.

Ancak eğitime, bilime değer verilmemesi, kaliteli ve bilgili insanın önemsenmemesi karşısında zaman zaman kendimi, “Yanlış mı düşünüyorum?” diye sorguluyorum.

Bir gün kızım, “Dünya, kötülerin ve kötülüklerin var olduğu bir yer ve sen bana bunları öğretmedin. Her fırsatta eğitimin önemli olduğunu söyledin, iyi ve yararlı bir insan olmam için yönlendirdin. Ancak gerçek yaşam çok farklıymış ve iş hayatında konunun uzmanı olmaya da gerek yokmuş” diye eleştirdi beni.

Sevinmem gerekirken aksine üzüldüm ve yüreğim sızladı bu sözleri duyunca. Adaletsizliğin, haksızlığın, fırsat eşitsizliğinin ve güvensizliğin hüküm sürdüğü yaşamsal alanda ayakta kalmaya çabalarken, yaşadığı zorlukları bilmekti aslında beni üzen.

Bilgili, kültürlü, iyi insan ve ülkesine hatta insanlığa katkı sağlamak üzere milli duygularla yetiştirmeye çalıştığımız çocuklarımıza, kötüden örnek olmaz düşüncesiyle bu yönde bilgi vermediğimiz için,  sosyal ve iş yaşamlarında karşılaştıkları kötüler ve kötülükler onların yaşamlarını olumsuz yönde etkiliyor. Sonra da anne, baba olarak “Biz nerede hata yaptık” diye kendimizi sorgulamak durumunda kalıyoruz.

Bir insan kolay yetişmiyor!!!

Ülkemizde yakın zamanda yaşanan deprem felaketinin ardından bilim insanlarının açıklamalarını dinledik günlerce. Bu oturumlar sırasında veya kamera arkasında yaşanan esprili bölümler, olumsuz izlenimlere sebep olacak şekilde sosyal medyada yayıldı.

Elbette gülmeye de ihtiyacımız var ancak bu yayılan videolar, yapılan önemli açıklamalardan daha çok kaldı hafızalarda. Kolay yetişmeyen bilim insanlarının insanlık için yaptıkları önemli uyarılar, önemsizleştirildi ve çok çabuk unuttuk ülkemizdeki deprem gerçeğini.

Eğitime, okumaya, gerçek ve doğru bilgiyi öğrenmeye, bilime, bilim insanına tam olarak değer verilmeyen ülkemizde,  gayeleri insanlığın ve yaşamsal alanımız dünyanın geleceği için çalışmak olan bu insanlar, kolay yetişmiyor.

Peki, doğruluğu, iyiliği, haklara saygılı olmayı, birbirimizi ön yargısız kabul etmeyi, okumanın aydınlanma ve özgürleşme olduğunu, adeta can çekişen dünyaya nasıl zarar verdiğimizi, doğal kaynaklarımızı nasıl bilinçsizce kullandığımızı, diğer dünya insanları ile aynı gemide olduğumuzu ve anlamsız savaşların, insanlığa ve doğaya nasıl zarar verdiğini, insani özelliklere sahip erdemli insan olmanın ve sevginin, insanlık için her şeyden çok daha önemli olduğunu ve kaliteli bir yaşam için gerekli olan birçok bilgiyi nasıl öğreneceğiz ve nasıl öğreteceğiz?

Böyle bir yaşamsal alanda yaşama dair eksik bilgilerimizle, kaliteli bir insan yetiştirdiğimizi nasıl söyleyebiliriz?

Diğer dünya ülkeleri gibi ülkece zor bir süreçten geçiyoruz. Ekonomik rahatlama veya sosyal devlet anlayışıyla geliştirilebilecek akılcı stratejilerle bu geçici zorlukların üstesinden iyi bir devlet yönetimi ile elbette gelinir.

Bu gaye doğrultusunda öncelikli ve önemli olan ise, ülke içerisinde yaşayan tüm insanların toplumsal refah ve barış içinde yaşama sürekliliğinin tüm olumsuzluklardan arındırılarak sağlanması ve bunun için de nitelikli özelliklerle yetiştireceğimiz çocuklarımızın,  bütün kurumların desteği ile eğitime ve bilime gereken önemin verilerek erken yaşlardan itibaren topluma kazandırılmasıdır.

 

Kaynak : Demet TOK

YORUM YAP