Bİ DAHA MI?
…Gelsin yeni bir yıl. Nasılsa gene aynı terane sürecek.
Kim korkar hain kurttan! Gel hadi gel de görelim…
Demişim geçen yılın son gününde.
https://balikesir24saat.com/gel-hadi-gel-de-gorelim.html
Gel hadi gel de görelim mi?…
Geldi gördük…
Rest çekmek mi?
Büyük konuşmak mı?
Bi daha mı? Tövbe, töööövbeee..
Büyük lokma ye, büyük söz söyleme! diye boşuna dememişler.
***
-Kim evlenir ki bu ukala adamla? Dedikten sonra kim evlendi bilin bakalım.
-Denizi görmeyen ev yazlık mı olur? Denize girmeden yaz mı geçer? Derdim.
Kaç yıldır ayağını bile denize sokamayan kim?
-Çocuklarınıza bakarım. 3-5 yaş arası hariç! mi demiştim?
Tam da o yaşlarında full time çocukların yanındaki kim?
***
Oo ne çok örnek var yaşamımda.
Asla! dediğim her şeyi yapmışım.
-Bir daha asla, asla demem …Hahahaa haa… Hadi canım…
Tamam büyük sözüme tövbe.
İki değil üç kere düşüneceğim artık dileklerimi.
***
Şu an yeni bir yılın ilk dakikalarından yazıyorum.
Her yıl yeni yıl ile ilgili planlarım beklentilerim olurdu.
Gönlümden geçen şeyler yine var tabi. Dilime gelen şeyse sadece bir tane;
-Allah’ım ağzımızın tadını bozma.
Bu kadar.
***
Öğrendim ki sağlıklı olunca çok şey mümkün.
Sağlıklıysan çalışırsın, çalışırsan paran olur, paran olursa yaşamın daha kaliteli olur.
Vee şans diye bir faktör var. Hepsine sahipsen üstüne iyi şanslar dilemek gerek.
Yaşama artı puanla başlayanların çoğu bilmez eksilerin halini.
Dilerim şansı bol olanlar el uzatır darda kalanlara.
***
Her gece biten günün hesabını çıkarırım ben kendime.
Bugün ne yaptım? Koyarım önüme sevaplarımı günahlarımı.
Bir yıl geçip gitmişken dönüp baktım geriye.
Bi günün ardından gibi düşündüm yine.
***
Bir gün gibi kısa, bin yıl gibi uzundu bu yıl.
Ne çok şey öğretti hepimize.
Hiçbir şey yapamadan çok şey yaşadık. Belirsizlikler içinde şekillendi renkler.
Yuvalar yıkıldı, yuvalar kuruldu. Umutlar yeşerdi, fidanlar kırıldı.
Ne çok şeye şaşırdık.
Planlar yaptık yıkıldı. Akşamın hesabı sabaha tutmadı.
***
Vazgeçtim bir plana bağlanmaktan.
A, B,C planlarım oldu. Hepsi esnekti .
Yaşamım boyu hiç katı planlarım olmadı ki zaten.
Yine öyle yaptım.
Çerçeveyi belirledim, içini karelere bölmedim.
Kareleri anlık çizdim, duruma göre doldurdum.
***
İstediğim gibi olmuyor ki pek çok şey.
Planladığım gibi yürümüyor işler.
‘Keşke’ diyordum, ‘iyi ki’ demem gerekirken.
Eskiden çok ama çok üzülürdüm kayıplarıma.
Yanlışlarımla kahrolur, hatalarımdan utanç duyar, kendimi affetmezdim.
Sadece yaş alarak değil, yaşanmışlıklarla olgunlaşıyor insan.
O kadar çok sevdiğim gitti ki…
Üzülmüyorum artık kırılanlara, bozulanlara.
İnsanız biz diyorum, olacak bazı hatalar.
***
Kaybettiklerim geri gelmeyecek biliyorum.
Telafisi yok bazı davranışların, farkındayım.
Ama diyorum ki ben halen buradayım. Şükürler olsun sağlıklıyım.
Sevdiklerimin çoğu yanımda değil, ancak herkes iyi.
Eeee daha nolsun…
Haa, artık haberleri izlemiyorum uzun süredir.
Zaten her yerden geliyor bilgiler istemeseniz bile.
Öğreniyorsunuz gündemin önemli gelişmelerini.
***
Rahmetli kayınvaldemden öğrenmiştim.
Canını sıkacak, içini karartacak şeylerden uzak dururdu.
96 yaşına kadar sağlıkla yaşadı.
Her şeyden haberdardı. Sadece gereksiz detaylarla üzmezdi canını.
Her sabah eğlenceli bir sabah programı izlerdi.
Bir gün baktım TV kapalı. Neden kapattırmış diye merak edip açtım.
Konuklar huzurevinden gelen yaşlılardı. O gün hiç bakmadı programa.
Tüm olumsuzluklardan kaçmak, görmemek mümkün değil elbette.
Onun kadar olmasa da, hepimizin seçenekleri var;
Bardağın dolu tarafını görmek gibi.
***
Zaten zor olan yaşamları daha da zorlaştırmamak gerek.
Bazen sadece sessiz kalmak, bazen de sıcak bir gülümse yeter.
Bazen hiç bir şey yetmez de işte o zaman yanar içiniz…
***
Büyüklerimiz hep yaşamın dengesinden söz ederdi bize;
–Acıyı tatlıya karıştırıp yiyeceksiniz. Hep tatlı olmaz, hep acıda yenmez.
Yaşamınızda et de olur, otta.
Her tatlıya biraz tuz, her ekşiye biraz şeker katmalı. Derlerdi.
Çocukları alıştırmak gerek çeşitli tatlara.
Alışsınlar ki yaşamın çeşnisini bilsinler.
***
Ben torunuma bir çeşit mücver yapıyorum .
İçinde elimdeki tüm sebzeler oluyor.
Kimini kıyarak, kimini rendeleyerek koyuyorum.
Kabakları rendeledikten sonra biraz bekletip suyunu iyice sıkıyorum ki karışımı sulandırmasın.
Otların her çeşidini ekleyebilirsiniz. İlle de dereotu bol olacak. Bu aralar şifası bol olsun diye sarımsak koymuşluğum da var. Kıyma, yumurta ve un ile kabartma tozu da koyuyorum.
Ölçüsü yok. Elinizde ne varsa, ne kadarsa koyun. Peynir kırıkları da ekleyebilirsiniz. Herşeyi karıştırın. Yumuşaksa biraz un, katıysa yumurta koyarsınız. Köfte kıvamına getirin.
Pişirmesi de gönlünüze göre. Köfte gibi elinizde, veya mücver atar kaşıkla şekillendirip yağda kızartabilirsiniz. Yağlanmış tepsiye elinizle yayıp fırına atarak pişirseniz de olur.
Bu tarifle ıspanak, pırasa gibi yediremediğiniz ne varsa yedirirsiniz.
***
Adı mı? Can Köftesi diyorum ben buna.
Cana can katıyor. Sevmeyen çocuk da, büyük de görmedim daha.
Mutfakta ne varsa, az- çok her şeyi kullanır, gönlünüze göre çeşitlendirirsiniz.
Dilediğinizi kendiniz için yapar, sevdiklerinizle paylaşırsınız. olmaz mı?
Paşa gönlünüz bilir tabii.
Paşa gönlünüz ne diyordu sahi size?
Bakalım bu yıl içinizdeki paşayı mutlu edebilecek misiniz?
Kalın sağlıcakla…
Meral TAŞLI’nın tüm yazıları için tıklayın
https://balikesir24saat.com/author/meral-tasli
Sağ olunuz var olunuz …