BAŞKANLIK MI? PARLAMENTER SİSTEM Mİ? Saffet NAYİR

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi :
BAŞKANLIK MI? PARLAMENTER SİSTEM Mİ? Saffet NAYİR

Türkiye, 2018 yılında anayasasında yapılan köklü değişikliklerle hükümet sistemini değiştirdi. “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” adıyla yeni bir sistem uygulamaya konuldu. Başkanlık sistemine geçilmesi rejim değişikliği tartışmasını da beraberinde getirdi.
Türkiye, geçen yıl 16 Nisan Pazar günü yapılan halk oylamasıyla yeni sisteme geçişteki temel adımı atmış ve “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” adıyla yönetim yapısını değiştirecek anayasa değişikliği paketini kabul etmişti.
Sandıktan %51,41 oranında “Evet” oyu çıkmasıyla “Türkiye’nin tercihi başkanlık sistemine geçişten yana” olarak yorumlandı.
Cumhurbaşkanı ve AKP Lideri Erdoğan ise, Bahçeli ile 18 Nisan’daki ikili görüşmesinin ardından seçimler için 24 Haziran 2018 tarihini ilan etti. Erdoğan, seçim tarihini değiştirmek için hukuken yasa değişikliği yapılması gerektiği halde Meclis’teki AKP-MHP’nin sandalye sayısının güvencesiyle Türkiye’nin 24 Haziran’da sandık başında gitmesine karar verdiklerini söyledi.
Sonuçta Erdoğan, 24 Haziran gece yarısında seçim zaferini ilan ederek, Cumhurbaşkanlığı’nı kazandığını ve TBMM’de ise AKP – MHP’nin çoğunluğu sağladığını açıkladı.
Seçimlerle birlikte yürürlüğe giren anayasa değişikliği, “Yürütme” gücünü tek elde toplamasıyla dikkat çekti.
24 Haziran seçimleriyle TBMM’nin yapısı ve yetkilerinde de değişiklikler hayata geçirildi. Başkanlık sistemine geçilmesiyle Türkiye’nin “parlamenter rejim” özelliğini kaybettiği bildirildi. Meclis’in dolayısıyla yasamanın, yürütmeyi mevcut durumda Cumhurbaşkanlığı’nı “denetleme ve dengeleme” görevini yerine getirme imkanı kalmadığı vurgulandı.
Yeni sistemin başlamasının üzerinden yaklaşık 15 ay geçti. Peki bu süre zarfında yaşananları kısaca özetlersek;
1- Parlamenter sistem işlevsiz kaldığı için 600 vekil neredeyse ”Bankamatik vekil”e dönüştü.
2- Parlamenterler vatandaştan neredeyse tamamen koptu. O kadar ki işsizlikten vekiller vatandaştan yemek tarifleri isteyip, aşure daveti bekleyecek kadar boşta kaldılar. Artık yaptıkları sadece cemiyetlerde boy göstermek, market açılışlarında kurdele kesmek gibi yaşamsal (!) görevler üstlendiler.
3-Bakanlar genelde dışarıdan atandığı, vatandaşa hesap verme gibi sorumlulukları olmadığı için sorumsuz sorumlu oldular.
4- Vatandaş çok haklı taleplerini iletecek yetkili merci bulamaz oldu. Vekiller de aynı konudan şikayet edip, bakanlara ulaşmaz oldular.
5- Bütün yetkiler başkanda toplandığı için aslında bizim gibi çok sorunlu ülkelerde Sayın Cumhurbaşkanı hemen her şeyi düşünmek ve çözmek için gecesini gündüzüne katmak zorunda kaldı. Bu durum Sayın Cumhurbaşkanına çok ağır bir yük yüklemiş oldu.
6- Bizdeki sistem diğer başkanlıkla yönetilen ülkelerden farklı uygulandığı için ” tek adam ” söylemlerine yol açmakla kalmadığı gibi sanki bakanların dahi sorumluğu yok, her şeyden başkan sorumludur gibi biraz da haksızca itham yapılmaya başlandı.
7-Sayın Cumhurbaşkanı bütün iyi niyetine rağmen bakanların beceriksizliklerinin bile üzerine almak zorunda kaldı.
8- Sorumluluk almaktan korkan bazı bakanlar ise görevlerini ”yapıyormuş gibi ” gösterip ellerini taşın altına sokmaktan çekinir oldular. Bu durum silsile şeklinden mahalle muhtarına kadar devam etti.
Maddeleri daha da çoğaltmak mümkün.Sonuç olarak; Başkanlık sisteminin yerine tekrar parlamenter sisteme dönülmesi gerektiği sözleri dillendirmeye başlandı.
Son anketler gösteriyor ki hükümet ittifakının oyları epey düşmüşe benziyor. Ne demek bu? Bundan sonra yapılacak ilk seçimde belki de hiç kimsenin tahmin bile etmediği biri başkanlık koltuğuna oturacak. Olabilecekleri düşünebiliyor musunuz?
Eğer bu anketler gerçekse ve iktidarın oyları düşmeye devam ederse hiç kuşkunuz olmasın tekrar parlamenter sistemine geçilmesi gerektiği bizzat Sayın Bahçeli tarafından her an açıklanabilir. Tabi ki bugünden yarına olacak bir şey değil ama gündemdeki yerini hep korumaya devam edecektir.
Bizim gibi içi dışı siyaset olan, her gün kahve köşelerinde hükümet kurup yıkan vatandaşların yaşadığı ülkelerde ne kadar iyi niyetli olursa olsun kolay kolay kimseye yaranamazsınız. En mükemmel dediğiniz sistem bile sorunlanmaya başlar.
Burası Türkiye bir bakmışsınız tekrar parlamenter sisteme geçilip geçilmeyeceği yasası parlamentoya anayasa değişikliği olarak gelivermiş.
Olmaz olmaz demeyin neler gördük biz…

YORUM YAP