Yayınlanma Tarihi :

AYVALIK’TA Kİ ÇEVRE KİRLİLİĞİ İSYAN ETTİRDİ

AYVALIK’TA Kİ ÇEVRE KİRLİLİĞİ İSYAN ETTİRDİ

Ayvalık’ta 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde; Doğuş Prina Fabrikası’nın zeytin kara suyunu Nikita Deresi’ne tahliye etmesi ve fabrika bacasından kente  yayılan dayanılmaz kokular bir kez daha protesto edildi, yetkililer göreve çağrıldı. Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin, STK temsilcileriyle birlikte tesis önünde açıklama yaparken, “Ayvalık sahipsiz değil” mesajını verdi. Ayvalık Tabiat Platformu adına konuşan Ayşegür Ereğli ,”  Yaşam savunucuları olarak yetkililerin sermaye sahiplerini kollamak yerine ivedilikle denetimleri yapmasını ve Ayvalık halkına karşı sorumluluklarını yerine getirmesini bekliyoruz” dedi.

ÇEVRE GÜNÜ’NDE ŞENLİK YERİNE EYLEM

5 Haziran Dünya Çevre Günü’nün 1972 yılından beri kutlandığını, ancak dünyada çevresel sorunların azalmak bir yana katlanarak arttığını vurgulayan Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin, “Acımasız kapitalizm ve bir zümrenin kâr hırsı denizimizi, toprağımız, suyumuzu kısaca doğayı vahşice kirletiyor, onarılmaz hasarlar veriyor. Gönül isterdi ki 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nü, Ayvalık gibi güzel bir coğrafyada şenlik havasında kutlayalım. Ancak ne yazık ki Ayvalık da çevreyi tehdit eden olumsuzluklardan payını alıyor. Sahillerimiz, sularımız, topraklarımız ve havamız kirleniyor ve doğal zenginliklerimiz tahrip olma tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor” diye konuştu.

“TALANA DUR DİYORUZ”
Kentin gündemini olumsuz olarak etkileyen ve gittikçe büyüyen bir tehdide karşı, Ayvalık halkının bir bütün olarak mücadele kararlılığını göstermek için toplandıklarını belirten Ergin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“ Bildiğiniz üzere, salı günü Ayvalık’ın suyunu, havasını kirleten Doğuş Prina Fabrikası’na dair tespit olunan aykırılıklara ilişkin suç duyurusunda bulunmuştum. Bugün de Ayvalık Belediyesi olarak bu fabrikanın çevre-işletme izninin iptali talebi ile İdare Mahkemesine davamızı açıyoruz. Bu mücadele bizler için bir hak, geleceğimiz için bir görevdir. Ayvalık’ın havasını suyunu kirleten bu tesis, yasal düzenleme gereği işletme izni verilmesi ve denetlenmesi bakımından Belediyemizin yetki alanı dışında kalsa da biz kentimizin havasına, suyuna, toprağına sahip çıkma hakkımızı kullanarak bu talana ‘DUR’ demeyi görev biliyor ve Ayvalık halkı adına bu yetkiyi sahipleniyoruz. Ayvalık’ın suları gene temiz akana kadar, Kaz Dağları’nın bize hediyesi olan oksijen zengini havamız gene hastalara şifa olana kadar, bu mücadele devam edecektir. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın, dün söyledim, bugün de söylüyorum, her zaman da söylemeye devam edeceğim, Ayvalık sahipsiz değildir”dedi.

AYTEKİN VE YILMAZ’A TEŞEKKÜR
Hafta başında yapılan açıklamanın ses getirdiğini vurgulayan Ergin,”Bu ses Ankara’ya kadar ulaştı. Bu vesileyle konuyu Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine taşıyan Balıkesir Milletvekilimiz Sayın Ensar Aytekin’e ve Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nde yaptığımız Ayvalık gündemli toplantıda konunun takipçisi ve Ayvalık halkının destekçisi olacağı sözünü veren Büyükşehir Belediye Başkanımız Yücel Yılmaz’a teşekkür etmek istiyorum”dedi.

“ÜRETİME DEĞİL AŞIRI KÂR HIRSINA VE DOĞA TALANINA  KARŞIYIZ”

Salı günü başlatılan yasal mücadeleden sonra tesis sahiplerinin, bölgenin önemli bir değeri olan zeytin ürünü ve üreticileri üzerinden “kapatır gideriz” türünden söylemlerin de bulunduğuna değinen Başkan Ergrin, yasal limitlere uygun olarak çalışan ve doğayı kirletmeyen bir üretime karşı olmadıklarını söyledi. Ergrin, “ Bizim karşı olduğumuz, aşırı kar hırsı ile kapasitenin çok üstünde ve doğaya karşı hiçbir önlem almadan hoyratça yapılan işletme şeklinedir”  diye konuştu.

   

“YETKİLİLER SERMAYE SAHİPLERİNİ KOLLAMAYI BIRAKMALI” 

Ayvalık Tabiat Platformu adına konuşan Ayşegür Ereğli , 5 Haziran “Dünya Çevre Günü”nün yaşam savunucuları için doğa yıkım ve talanları dile getirme ve ekolojik bir yaşamı savunma günü haline geldiğini vurguladı. Ayvalık’taki sorunlara dikkat çeken Eğreli, “Ayvalık’ımızın önemli bir sorun kaynağı da  önünde bulunduğumuz; Nikita deresine karasuyunu akıtan ve saldığı zehirli dumanla havamızı kirleten, bizleri nefes alamaz hale getiren tesis. Nikita deresine saldıkları zeytin karasuyu ile hem dere hem önemli turizm bölgesi olan Sarımsaklı denizi kirlendi. Verilen idari para cezası doğada yaratılan tahribatı gideremez. Yaşam savunucuları olarak yetkililerin sermaye sahiplerini kollamak yerine ivedilikle denetimleri yapmasını ve Ayvalık halkına karşı sorumluluklarını yerine getirmesini bekliyoruz” dedi.

BİRLİK, MÜCADELE, YAŞAM

Sadece bölgede değil tüm Türkiye’de ortaya çıkan doğa tahribatlarına karşı da büyük bir duyarlılıkla ellerinden gelen desteği verdiklerini söyleyen Eğreli, ”  Tüm Ekoloji Birliği bileşenleriyle de gücümüzü birleştirerek bu talan ve yıkım politikalarına karşı direnip doğayla barışık, insan onuruna yaraşır bir yaşamı hep birlikte kuracağız. Bu mücadele sırasında öldürülen tüm yaşam savunucularını da bir kez daha minnetle anıp, önlerinde saygıyla eğilirken, bu Korona günlerinde biliyoruz ki; doğa ne kadar sağlıklıysa bizler de o kadar sağlıklıyız” dedi. Eğreli sözlerini, “Birlik-Mücadele-Yaşam…” sözleriyle noktaladı.

Ayvalık Kent Konseyi Başkanı Halil Coşkun, kapasitesinin çok üzerinde üretim yapan fabrikanın sadece Ayvalık zeytini değil dışarıdan gelen zeytinin karasuyu ile de Ayvalık halkını zehirlediğini, emekçilerle ilgili bir sıkıntılarının olmadığını, ancak raht uğruna kirlilik yaratıldığını söyledi. C. Saffet YILMAZ / AYVALIK (balikesir24saat.com)

 

 

Kaynak : balikesir24saat

YORUM YAP